Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/7778 E. 2014/14109 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7778
KARAR NO : 2014/14109
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, eksik hesaplanan yaşlılık aylığı miktarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle 1479 sayılı Kanunun Geçici 11.maddesidir.
Mahkemece bozmaya uyulması sonucu artık bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 18.10.1989 gün 541-534, 21.2.1990 gün 10-117; 7.10.1990 gün 439-562; 19.2.1992 gün 635-82; 23.2.1994 gün 936-94; 03.03.2010 gün ve 2010/12-81-118; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E. 2006/573 K; 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 E. 2008/632 K ile 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E. 2010/87 K. sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
Somut olayda, Mahkemece, 20.12.2011 tarihli kararda “Davanın kabulüne, davacının halen 24.maddeye göre sigortalılık niteliği devam ettiği anlaşıldığından davacının aylık başlangıç tarihi olan 01.10.2007 deki aylığının 960.519 TL olması gerektiği ancak mülga 1479 sayılı Kanunun 4447 sayılı Kanunun 38.maddesi ile eklenen ek madde 20 gereğince % 10 oranında SGDP kesintisi yapıldıktan sonra net olarak ödenmesi gereken aylığın 864,467TL olduğunun tespitine,” karar verildiği, davalı Kurum vekilinin temyiz talebi üzerine, Dairemizce, aylık miktarının tespitinde esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gerekçesi ile anılan kararın bozulduğu, mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiği anlaşılmakla, ilk kararda tespit edilen aylık miktarı yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Olayda, usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak istisnai bir durum da bulunmadığına göre, artık anılan tutarı aşan kabul kararı verilmesi olanaklı değildir. Bu ilke, Kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, mahkemece, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek yerine “1-Davanın kabulüne, davacının halen 24.maddeye göre sigortalılık niteliği devam ettiği anlaşıldığından davacının aylık başlangıç tarihi olan 01.10.2007 deki aylığının 960.519 TL olması gerektiği ancak mülga 1479 sayılı Kanunun 4447 sayılı Kanunun 38.maddesi ile eklenen ek madde 20 gereğince % 10 oranında SGDP kesintisi yapıldıktan sonra net olarak ödenmesi gereken aylığın 864,467TL olduğunun tespitine,” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.