Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/7774 E. 2014/10472 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7774
KARAR NO : 2014/10472
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

Mahkemesi : Denizli 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 31.01.2014
No : 2012/216-2014/20

Dava, malullük aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı avukatının temyiz etmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Kanunun 25’inci maddesine göre, “…Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, … kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malul sayılır.” Hastanelerin sağlık raporları arasında çelişki bulunması durumunda, bu çelişkinin, 5510 sayılı Kanunun 95 inci maddesinde belirtilen prosedüre uyularak, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan, itiraz halinde ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak raporla giderilmesi gereklidir. Ancak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan verilecek rapor ile Adlî Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak rapor arasında çelişki mevcut olması halinde Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak rapor ile çelişkinin giderilmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamında da aynı yaklaşım ve görüşler benimsenmiştir.
Öte yandan, Malûllük aylığının hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması başlıklı 5510 sayılı Kanunun 27 nci maddesi; “Malûllük aylığı, 4 üncü Maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile (c) bendi kapsamında sigortalı iken görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık haline tabi olarak çalışmamış olanların;
a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,
b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini, … takip eden ay başından itibaren başlar.
Aynı Kanunun 26’ncı maddesine göre, “…Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü Maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda, Yüksek Sağlık Kurulunun malûllük halini kabul etmemesine karşın, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinin sosyal sigorta mevzuatına göre 10.05.2011 tarihi itibariyle malûl olduğunu belirlediği davacı hakkındaki anılan üst kurul raporları arasındaki belirgin çelişkinin, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan sosyal sigorta mevzuatı kapsamında alınması gereken raporla giderilmek suretiyle, davacının malûl olup olmadığı, malûl ise tarihi belirlendikten sonra 26. maddede belirtilen düzenlemenin gereği araştırılıp, 27. maddede belirtilen rapor tarihinin, malûllüğün ortaya çıktığı tarih olarak değerlendirilmesi gerektiğinin sosyal güvenlik ilkelerine uygun olduğu gözetilmek suretiyle malûllük aylığının başlangıcı belirlenerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı avukatının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.