Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/755 E. 2014/4441 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/755
KARAR NO : 2014/4441
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

Mahkemesi : İnegöl 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 19.11.2013
No : 2013/485-2013/779

Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı G. Nak.Tic.Ltd.Şti. avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.03.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Av. N. A. Ü. ile karşı taraf adına Av. B. U. K. geldiler. Diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava; davalı Hamit Akbıyık’ın tam kusurlu olarak sebep olduğu trafik kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının ilk davadan bakiyesinin tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 9, 10 ve 26. maddeleridir.
506 sayılı Yasanın 10. maddesinde, “Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır…
Ancak, yukarıki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirlerin 22 nci maddede sözü geçen tarifeye göre hesabedilecek sermaye değerleri tutarı, 26 ncı maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.” Düzenlemesine yer verilmiştir.
İşverenin, 506 sayılı Yasanın 10. maddesine dayalı tazmin sorumluluğunun sınırlanın belirlenmesi konusuna çözüm getiren, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun,15.03.1995 t., 1994/800 E., 1995/166 K. sayılı ilamında “…Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, haksahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat (tavan) miktarını önce kusur durumunu hiç gözetmeksizin belirlemek ve belirlenen tazminat miktarını geçmemek üzere davalının olaydaki kusursuzluğu dikkate alınarak Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uygulanarak varılacak sonuç uyarınca rücu alacağına hükmetme…” gereği öngörülmüş olup; işverenin 10. madde uyarınca sorumluluğu yoluna gidilebilmesi, iş kazasının oluşumunda, sigortalının da kusurlu bulunması koşuluna bağlı değildir. İşverenin sorumluluk sınırlarının belirlenmesinde, kendisinin kusurlu olup olmaması etkili bulunmakta ve eldeki davada olduğu gibi, işverenin kusursuz bulunduğu durumlarda, ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı olarak ortaya çıkan tazminat tavanından, Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44. maddeleri uyarınca % 50’den aşağı olmamak üzere indirim yapılmak suretiyle belirlenmesi zorunluluğu vardır.
Mahkemece, 506 sayılı Yasanın 10. maddesi koşullarının gerçekleştiği çekişmesiz bulunan davalı işverenin sorumlu olduğu Kurum zararı, yukarıda açıklandığı üzere hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri toplamından, takdir edilecek oranda hakkaniyet indirim yapılarak belirlendikten sonra, kesinleşen ilk rücu davasında hükmolunan 20.000 TL’nin mahsubu ile bakiye alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hakkaniyet indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olması,
2-Rücu davalarında faize gelirler yönünden onay tarihinden hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde olay tarihinden faize hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, davalı G. Nak.Tic.Ltd.Şti. avukatı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.