YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7458
KARAR NO : 2014/10080
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
Mahkemesi : Konya 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 13.09.2012
No : 2012/188-2012/766
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacılar, Kurum tarafından, prim, işsizlik sigorta primi, eğitime katkı payı ve özel işlem vergisine ilişkin olarak düzenlenen 2011/11956-11957-11958-11959 sayılı ödeme emirlerinin zamanaşımına uğraması nedeniyle iptali ile borçlu olunmadığının tespitini talep etmiş olup; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur.
Dosya kapsamına göre, davacı şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunun 12 ve devamı maddelerine göre yöntemine uygun tebliğ edilmemesi karşısında, hakkında yapılan takibe ıttıla tarihinden itibaren hak düşürücü süre işlemeye başlayacak olup, davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla, Mahkemece davacı şirketin açtığı davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan davacı Naci Şapçıoğlu adına düzenlenen ödeme emirlerinin 22.02.2012 tarihinde eşi imzasına tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 07.03.2012 tarihinde açıldığı belirgin olup, davacı Naci’nin kendi adına açtığı davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.