Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/7454 E. 2014/8219 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7454
KARAR NO : 2014/8219
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

Mahkemesi : Fatsa 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi : 14.01.2014
No : 2013/446-2014/22

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında, davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulmuştur.

Hükmün, davacı S.. S.. Başkanlığı avukatı ile davalı R. A. E. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, temyiz yoluna başvuran taraf vekillerinin sair itirazlarının reddi gerekir.

2-)Üçüncü kişinin suç sayılır davranışı sonucu yaralanan sigortalıya yapılan sağlık hizmet bedelleri yönünden uğranılan zararın davalılardan teselsül hükümlerine göre rücuan alınması istemine ilişkin davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294. maddesinde, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın hüküm olduğu belirtildikten sonra 297. maddesinde hükmün kapsadığı hususlar sıralanarak, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz yinelenmeksizin, isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu bildirilmiştir. Anlaşılacağı üzere söz konusu düzenlemeler, yargıda netlik ve açıklık ilkesine uygun olarak kamu düzeni ve barışının sağlanmasını amaçlamaktadır. Diğer taraftan, ilk derece mahkemesince verilen karar, aleyhine temyiz yoluna başvurulması üzerine yasal denetim görevini yerine getiren Yargıtay tarafından bozulması ile ortadan kalktığından, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın tüm tarafları hakkında yukarıda değinilen yasal düzenlemeler çerçevesinde yerine getirilmeye elverişli yeni hüküm oluşturulması gerekmekte olup bu anlamda bozulan karara yollamada bulunularak hüküm kurulamayacağı açıktır.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde;

a-) Dairemizce verilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davada taraf olarak yer alan tüm davalılar hakkında, belirtilen düzenlemelere uygun hüküm oluşturulması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, ilk karara karşı temyiz yoluna başvurmayan davalı R.. E.. yönünden söz konusu kararın kesinleştiği gerekçesiyle anılan davalı hakkında hüküm kurulmaması,

b-) Davalılar R. A. E. ve E. İsviçre Sigorta A.Ş. yönünden davanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesini değiştiren 6111 sayılı Kanunun 59. maddesi ve anılan Kanunun geçici 1. maddesinin yargılama aşamasında yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kaldığı dikkate alınarak, yargılama giderlerinin tarafların kendi üzerlerinde bırakılması, vekil ile temsil olunan taraflar yararına da avukatlık ücreti belirlenmemesi gerekirken, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu Kurum yararına avukatlık ücreti takdir edilip yargılama giderlerinin anılan davalılara yüklenmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, temyiz yoluna başvuran taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalı, kuşkusuz, yeniden yapılacak yargılama sonunda karar verilirken, işbu ikinci kararı temyiz etmeyen davalı E. İsviçre Sigorta A.Ş. yönünden Kurum yararına oluşan usulü kazanılmış hak olgusu gözetilmelidir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalı R. A. E.’e geri verilmesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.