Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/7343 E. 2014/9616 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7343
KARAR NO : 2014/9616
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Mahkemesi :Gelendost (Kapatılan) Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :06.06.2012
No :2010/99-2012/72

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan B.. A.. ve Y.. A.. avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dava, 12.2.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylığı nedeniyle uğranılan Kurum zararının 1479 sayılı Yasanın 63. maddesine dayalı olarak davalılardan teselsüle dayalı olarak tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece, davanın teselsül hükümlerine dayalı olarak açıldığı ve davalıların toplam kusura göre sorumlu oldukları gözetilmeksizin, kusur oranlarına göre karar verilmesi isabetsizdir.
2-Davalı M.. U..’ın ölü olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddeleri kapsamından “kişiliğin ölüm ile sona eriyor” olması ve HMK nun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124. maddesinde belirtilen, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu; ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği; yine, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilebileceğine ilişkin düzenlenme karşısında; adı geçen davalının mirasçılarına yöntemince husumet tevcih edilerek, yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, ölü hakkında, yazılı biçimde hüküm kurulması, isabetsiz bulunmuştur.
3- Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1. maddesine göre; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” Ayrıca yine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının B.2 maddesi 5.fıkrası uyarınca, hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse, sigortacı yargılama giderleri ile avukatlık ücretini sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde ödemekle yükümlüdür.
Kurumun kanundan doğan basit rücu hakkı nedeniyle, kural olarak ilk peşin değerin altında bir rücu alacağına hükmolunamaz. Ancak, sorumluların kusur oranı nedeniyle bir indirim yapılabilir. Böyle olunca hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebilecekleri tazminat miktarının (tavanın) hesaplanmasına, keza tazmin sorumlularının hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmesine gerek yoktur.
Tazmin sorumlularının sigortalı, ya da, hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; sigorta şirketlerinin 2918 Sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarın sigortalı, ya da, hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından, ödedikleri miktar oranında sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekalet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir.
Ne var ki, sigorta şirketi tarafından poliçeye dayalı olarak sigortalı, ya da, hak sahiplerine yapılan ödemenin; Kurumun rücu hakkının, sigortalı, ya da, hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılması, başka bir anlatımla halefiyet ilkesine dayanmaması nedeniyle, diğer tazmin sorumlularının tavan sınırlamasına tabi olmayan sadece hak sahiplerine bağlanan aylığın ilk peşin değeri ve buna uygulanan kusur payı ile sınırlı bulunan sorumluluklarında, hak sahiplerine yapılan ödemenin rücu alacağından düşülemeyeceği de unutulmamalıdır.
3) 2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2/3-b. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Aksi halde, temerrüt tarihi dava tarihidir. Mahkemece, heri iki sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi araştırılarak, şayet davadan önce temerrüte düşürülmediklerinin anlaşılması halinde, dava tarihinden itibaren faizle sorumlu oldukları gözetilmelidir.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgulara ışığında yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılardan B.. A.. ve Y.. A.. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan B.. A.. ve Y.. A…’ye iadesine, 29.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi