YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7251
KARAR NO : 2014/8949
KARAR TARİHİ : 17.04.2014
Mahkemesi : Bilecik 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi : 13.12.2013
No : 2013/101-2013/586
Dava, 11.12.1989-13.03.1990 tarihleri arasındaki hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, temyiz denetimini yerine getiren Dairemizce, 11.12.1989 tarihli davacı adına işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği sabit olduğundan talep konusu sürelerin tespiti isteminin hak düşürücü süreye uğramadığı bu nedenle davanın esasına girilerek araştırma yapılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılamada, mahkemece dinlenen bordrolu tanık ile davacı tanığının beyanlarına göre davacının aralıksız çalışması olduğu hususu açıklık kazanamadığından ve komşu işyeri tanığı tespit edilemediğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuştur. Dinlenen tanıklardan B.. H.. 1990-1993 yılları arasında çalıştığını ancak davacının bu dönemde çalışmadığını, davacı tanığı E.. T.. ise davacının çalıştığını bildiğini ancak süreleri hatırlamadığını belirtmişlerdir. Mahkemece
yapılacak iş, davalı Kurum tarafından ihtilaflı dönemde çalıştığı belirtilen diğer bordrolu tanık M.. A..’ın açık kimlik bilgileri yine davalı Kurumdan sorulmak suretiyle tespit edilmeye çalışılarak bilgisine başvurulmalı, tanıkların hizmet döküm cetvelleri getirtilmeli, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, diğer bordrolu tanığa ulaşılamaması durumunda ise yöntemince düzenlenip süresinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alındığını gösteren yazılı karine niteliğinde olduğundan bir günlük tespit yönünden gerekli araştırma yapılmalı bu açıdan, işe giriş bildirgesinin aslı getirtilerek fotoğraf ve davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı grafoloji uzmanından alınacak raporla saptanmalı, çalışıldığı iddia edilen işyeri tespit tarihi itibariyle kapsamda olmakla birlikte davacıya verilen sigorta sicil numarasının o yılın serilerinden olup olmadığı araştırılmalı böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.