Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/7227 E. 2014/10565 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7227
KARAR NO : 2014/10565
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

Mahkemesi : İzmir 10. İş Mahkemesi
Tarihi : 27.01.2014
No : 2013/454-2014/27

Dava, davacının Mayıs 2001 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının sona erdiğinin tespiti ile malullük aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtildiği şekilde, malullük aylığı talebinin atiye bırakılması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, Mayıs 2001 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının sona erdiğinin tespiti isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Davanın yasal dayanağı ihtilaf konusu dönemlerde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. Maddeleri ile 5510 sayılı Yasanın 4 ve devamı maddeleridir.
Davaya konu somut olayda; davacı 25.12.1989 tarihli giriş bildirgesi ile 01.04.1989 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olup, 01.04.1989-20.10.1989, 07.11.1989-31.12.1991, 01.01.1992-30.11.1992 ve 15.05.1999-17.01.2005 tarihleri arasında vergi kaydı, 01.08.1991-16.07.1997 tarihleri arasında ve 21.05.2005 tarihinden itibaren devam eden oda kaydı, 31.12.1989-16.03.2001 tarihleri arasında esnaf sicil kaydı bulunan davacının, Kurumca, kayıtlara dayalı olarak 01.04.1989 tarihinden itibaren (11.01.1996 tarihinden itibaren kesintisiz devam eder şekilde) zorunlu sigortalı olarak kabul edildiği, yargılama aşamasında ise anılan Yasanın Ek 19. maddesi gereğince prim borcunun varlığı nedeni ile 31.03.1998 tarihi itibariyle sigortalılığının durdurulduğu anlaşılmaktadır.
Anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde sigortalılığın oluşumu yönünden “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgusunun varlığı zorunlu ve asli unsur olup, mahkemece bu yönde yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişlideğildir. Mahkemece celp edilen tedavi evraklarında şizofreni rahatsızlığına yönelik raporun 26.11.2008 tarihli olması, davacının sürücü belgesine ceza puanı nedeni ile 22.10.2009 tarihinde emniyetçe el konulması, 01.10.2009-30.12.2009 tarihleri arasında ve 28.06.2010 tarihinden itibaren devam eden taşımacılık faaliyetine dayalı vergi kaydının varlığı nedeni ile öncelikle dava konusu dönemde, kendi nam ve hesabına çalışmasına ilişkin işyeri kayıtları, hangi tarihten itibaren sürücü belgesine sahip olduğu ve belgenin sınıfı araştırılarak, vergi kayıtlarının dayanağı olan işi yapıp yapmadığı, ihtilaf konusu dönemde davacının geçimini nasıl temin ettiği gerekirse zabıta marifeti ile belirlenerek, 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, varılacak sonuç uyarınca, açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapılıp, davacının ihtilaf konusu dönemde 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılık şartlarını taşıyıp taşımadığı kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.