YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7029
KARAR NO : 2014/9955
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
Mahkemesi : Ankara 11. İş Mahkemesi
Tarihi : 24.01.2013
No : 2012/217-2013/31
Dava, kesilen ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, istek gibi davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içeriğine göre; davacıya, 04.12.1962 tarihinde ölen SSK sigortalısı kocasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı, davacının SSK emeklisi babasının ise 08.01.1983 tarihinde vefat ettiği, davacının 03.12.1992 tarihli tahsis talebi üzerine de babasından dolayı 01.01.1993 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanıp 17.12.2005 tarihine kadar ödeme yapılıp aynı tarihte kesildiği, davacının 03.11.2011 tarihli ödeme başvurusunun ise; kocadan ve babadan aylığa hak kazanan kız çocuklarına bunlardan yüksek olanın bağlanacağı, kocadan bağlanan aylığın yüksek olması nedeniyle babadan ödeme yapılamayacağının bildirildiği, eldeki dava ile kesilen yetim aylığının kesildiği tarih olan 2005 yılı Aralık ayından itibaren yeniden bağlanmasının talep edildiği, davalı Kurumun ise zamanaşımı savunmasında bulunarak davanın reddini talep ettiği, mahkemece de, istek gibi davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 68. maddesinin 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 35. maddesi ile değişik VI. Bendi; “Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I. bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartıyla, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir” hükmünü, 02.07.2005 tarih ve 5386 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile 506 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 91. maddesinin 1. ve 2. Fıkraları ise; “06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar, bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz. Bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıkları, kesme veya durdurma tarihi itibariyle talep şartı aranmaksızın yeniden başlatılır. Gelir ve aylığın kesilmesi nedeniyle diğer hak sahiplerine önceki hisselerinden fazla ödenen tutarlar, gelir ve aylığı tekrar başlatılacak hak sahibine yapılacak ödemeden mahsup edilir. Gelir veya aylığı kesilenlerden tahsil edilmiş olan tutarlar aynen iade edilir” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacıya 01.01.1963 tarihinden itibaren ölen eşinden, 01.01.1993 tarihinden itibaren de ölen babasından dolayı aylık bağlanmıştır. Hem kocanın hem de babanın ölüm tarihi 01.10.2008 tarihinden önce olup, 02.07.2005 tarih 5386 sayılı Yasa’nın 2. Maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa eklenen Geçici 91. madde ile getirilen düzenlemeye göre 06.08.2003 tarihinden önce ölen babası nedeniyle hak sahibi olan davacı, eşinden ölüm aylığı almakta olsa dahi evliliğinin ölüm nedeniyle son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahiptir. Diğer taraftan, 506 sayılı Yasanın 99. Maddesi “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar…” hükmünü içermektedir. Mahkemece, ileri sürülen talep, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda irdelenip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O hâlde; davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.