YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6824
KARAR NO : 2014/7418
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibareleri, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas, 2006/106 Karar numaralı kararı ile iptal edilmiş olup, Anayasa’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenleme uyarınca, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanması zorunludur. İptal kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten sonra 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76’ncı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33’üncü maddesi gereğince, yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir kanun maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle, dava tarihi itibarıyla yürürlükteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, söz konusu iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum karşısında kısmen reddine karar verilmesinde tarafların sorumluluğu bulunmamasına karşın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, yargılama sonunda davacı Kurum davada kısmen haksız çıkan taraf olarak nitelendirilip yazılı şekilde yargılama giderlerinden sorumluluğuna karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
./..
-2-
Ne var ki, bu aykırılığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının 3. Bendinin tamamen silinerek yerine “ Davacı tarafından yapılan 941,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine “ cümlesinin yazılmasına, 5. bendinin tamamen silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.