Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/6636 E. 2014/8031 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6636
KARAR NO : 2014/8031
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

Mahkemesi : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 12.09.2013
No : 2012/57-2013/930

Dava, davacının ücretsiz izinli iken sağlık raporu aldığı dönemde Kurum tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin davacıdan tahsiline ilişkin Kurum işleminin iptali ile davacının davalı Kuruma borçlu olmadığnıın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan, kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde, hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları, dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması yada bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemece, davanın, mesmu (dinlenebilir) olmadığından bahisle reddi gerekir.Bu bağlamda, olayla sıkı bağlantısı nedeni ile hemen vurgulayalım ki, dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile (H.U.M.K. Md.237) çözümlenmiş olması da dava şartıdır. Bu, olumsuz dava şartı adıyla adlandırılır. Birinci dava ile ikinci davanın müddeabihlerinin (konusunun), dava sebeplerinin (maddi vakıaların) ve taraflarının aynı olması maddi anlamda kesin hüküm oluşturur (HUMK.Md.237). Kesin hüküm, hem bireyler için, hem de devlet için hukuki durumda bir kararlılık ortaya koyar. Bununla, hukuki güvenlilik ve yargı erkine güven sağlandığından kamu yararı ile doğrudan ilgilidir. Kesin hüküm itirazı, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemede; (Yargıtay’da) davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm itirazı mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa Yargıtay’da (temyiz veya karar düzeltme aşamasında) dahası bozmadan sonrada ileri sürülebilir. Bu bakımdan usulü kazanılmış hakkın istisnasıdır ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir etkiye sahiptir. O nedenle, kesin hükmün varlığı, yargılamanın bir kesiminde nazara alınmamış olması diğer bir kesiminde ele alınmasını engellemez.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde, somut olayda; davaya konu davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen geçici iş göremezlik ödeneğine yönelik davacı aleyhine çıkartılan borç nedeniyle davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde, davacının, kurum tarafından tahakkuk ettirilen borcun bir kısmının ödendiği, bakiye kısım için ise kurum tarafından davacı aleyhine Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2009/6745 sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığı belirtildiği, mahkemece, celbedilen Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2009/6745 sayılı dosyasında, davacının ilamsız takibe borcu bulunmadığından bahise 01.10.2009 tarihinde itiraz ettiği, eldeki davanın ise 12.10.2009 tarihinde açıldığı görülmüştür. Mahkemece, Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2009/6745 Esas sayılı dosyasındaki davacının borca itirazına ilişkin olarak kurum tarafından davacı aleyhine itirazın iptali davası açılıp açılmadığı araştırılıp, dava şartlarından olan kesin hüküm müessesi irdelenmeden karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, Eskişheri 2. İcra Müdürlüğünün 2009/6745 sayılı dosyasındaki ilamsız takibe davacının borca itirazı ile ilgili olarak kurum tarafından açılan itirazın iptali davası olup olmadığı, itirazın iptali davasına bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu gözetilerek, mahal iş mahkemelerinden, davalı Kurumdan ve ilgili icra müdürlüğünden araştırılarak, itirazın iptali davası bulunması halinde ilgili dava dosyası celbedilerek, kesinleşip kesinleşmediği incelenmeli ve kesin hüküm müessesi irdelenmeli, tüm dosya kapsamından varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.