Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/6548 E. 2014/8046 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6548
KARAR NO : 2014/8046
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

Dava,ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı adına arasındaki dava hakkında verilen 17/01/2014 günlü ve 496/11 sayılı hükmün davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, yerel Mahkeme tarafından, hükmün, kabulüne karar verilen miktar itibariyle kesin bulunduğundan bahisle davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu kez, temyiz isteminin reddine ilişkin 10/02/2014 günlü işbu ek kararın davalı Kurum vekilince yasal süresi içinde temyiz edilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldüdosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1- Kesinlik sınırı belirlenirken; alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının tespitinde alacağın tamamının gözetilmesi, tamamı dava edilen bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3.maddesi gereğince 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kunun’nun 427.maddesi hükmü gereğidir.
Toplam 16321,84 TL tutarında olan ödeme emirlerinin iptaline ilişkin olan davada, davacı yönünden kabule konu olan toplam tutarın, karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının üzerinde bulunmasına göre; davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin, miktar yönünden temyiz sınırının altında kaldığından bahsetmek mümkün değildir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin kesinlik nedeniyle reddine dair mahkemenin 10.02.2014 tarihli ek kararının BOZULMASINA,
2- Davalı Kurum vekilinin asıl karara ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre, davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde, “ Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle, uygulanacak tarife, o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak, Adalet
./..
-2-

Bakanlığına gönderilir. (Ek cümle:16.06.2009 – 5904 S.K./35.mad) Şu kadar ki, hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir.
Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” düzenlemesi yer almakta olup; açık yasal düzenleme karşısında, 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından kaynaklanan davada, davacı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde ödeme emrine konu tutardan dolayı nispi vekalet ücretine hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : 17/01/2014 tarihli Asıl hükmün vekalet ücretine ilişkin 5.paragrafında yer alan “1395,66TL. ücreti vekletin” ibaresinin silinerek, yerine, “1.200,00-TL maktu vekalet ücretinin ” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.