YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5983
KARAR NO : 2014/10782
KARAR TARİHİ : 15.05.2014
Mahkemesi : İstanbul 11. İş Mahkemesi
Tarihi : 27.12.2013
No : 2011/1025-2013/948
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı S.. S.. Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalıların murisi konumundaki işverene ait genelev niteliğindeki işyerinde 01.06.1986 – 30.06.1995 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davada davacının, işveren adına tescilli ……. ve……. sicil numaralı işyerlerinden 01.07.1995 – 31.01.2002, 01.02.2002 – 11.09.2006 dönemlerinde bildirimlerinin gerçekleştirildiği, 20.05.1992 günü Valiliğe başvurarak anılan işyerinde çalışma isteğini belirten davacı hakkında yasal işlemler başlatılarak çeşitli kurum/kuruluşlar arasında yazışmaların yapıldığı ve ilgili Belediye Başkanlığı tarafından Emniyet Müdürlüğü’ne 24.08.1992 tarihinde yazılan yazıda işçi olarak çalışma talebinde bulunan davacının çalışmasında sakınca olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup hak düşürücü nitelikteki 5 yıllık süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ışığında 07.09.2011 günü açılan dava değerlendirildiğinde, hizmetin sona erdiği yılın sonuna karşılık gelen 31.12.2006 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılan davada mahkemece işin esasına girilmesi yerinde ise de 1992 yılındaki davacı başvurusu ve sonrasında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin yazılı belgeler ile tüm dosya kapsamı karşısında 24.08.1992 tarihi öncesine ilişkin çalışma iddiasının kanıtlanamadığı belirgin olup sonraki dönem yönünden ise bilgi ve görgülerine başvurulan 2 tanığın aydınlatıcı net anlatımlarına göre hizmetin aralıksız geçtiği açıktır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu istemin aynen hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.