Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/5686 E. 2014/7480 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5686
KARAR NO : 2014/7480
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

Mahkemesi : Geyve Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 19.12.2012
No : 2012/388-2012/606

Davacı, trafik-iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesince tazminine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Ebru tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Yapılan yargılama sonunda, ancak hizmet kusuru işleyebileceği kabul edilen davalı Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında, yargı yolu yanlışlığı sebebiyle dava şartı gerçekleşmediğinden usulden reddine, diğer davalılar yönünden ise, Anayasanın 129/ 5. maddesinden hareketle, KGM nezdinde çalışan memur oldukları ve yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar sebebiyle ancak idare aleyhine dava açılabileceğinin kabulü ile husumetten reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemenin, KGM dışındaki davalılar yönünden yaklaşımı isabetlidir. Ancak;davalı KGM yönünden, davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 26/2’nci maddesi üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre iş kazası veya meslek hastalığı üçüncü bir kişinin kastı veya kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalı veya hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunların çalışanlarına rücu edilebilir.

Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu ya da kasıtlı bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş, zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı açısından uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir.İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.