YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5347
KARAR NO : 2014/18018
KARAR TARİHİ : 19.09.2014
Mahkemesi :Bursa 7. İş Mahkemesi
Tarihi :06.12.2012
No :2012/872-2012/362
Dava, Kurumca yaşlılık aylığına konulan hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı Kurum tarafından davacının da ortağı olduğu şirketin 2006/11-2009/4 dönemlerine ait prim borcu nedeniyle davacının Emekli Sandığından aldığı emekli aylıklarına konulan haczin kaldırılması talep edilmiş, Mahkemece, prim borcu nedeniyle maaş haczinin yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu haciz bildirisi, 26.10.2011 tarihli olup, 2007/15545 takip nolu dosyadan muhtelif aylara ait 270.000,00 TL prim borcu nedeniyle Aralık 2011 tarihinden kesinti yapıldığı, anılan takip dosyasının 7 takip dosyasının birleşmesinden oluştuğu, davacı adına düzenlenen 2009/016610 takip nolu 63.114, 88 TL tutarında prim borcuna ilişkin ödeme emrinin davacı adına birlikte mukim eşine 07.10.2011 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının ortağı olduğu şirketin prim borcundan dolayı, yaşlılık aylıklarından cebren tahsile geçmeden önce, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının, “ödeme emri” nin, tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması Kanuna aykırıdır. Bu nedenle öncelikle yapılacak iş, davacının yaşlılık aylıklarına konulan haczin dayanağı olan takip dosyasından tüm borcu kapsayacak şekilde gönderilmiş ödeme emrinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ödeme emri tebliğ edilmemiş ise, ödeme emri tebliğ edilmeyen borca ilişkin olarak davacı hakkında kesinleşmiş bir takip bulunmadığından yapılan haciz işleminin yasal dayanağı bulunmadığından, haciz işleminin iptalinin yerinde olacağı açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm temyiz edenin sıfatına göre bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 19.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.