YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5120
KARAR NO : 2014/6770
KARAR TARİHİ : 25.03.2014
Mahkemesi : Ankara 7. İş Mahkemesi
Tarihi : 27.11.2012
No : 2010/1002-2012/1506
Davacı Kurum, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan masrafların %75’inin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Anayasa Mahkemesi iptal kararı resen dikkate alınarak ve davalı asıl işveren anonim şirkete %50, alt işveren davalı limitet şirkete %25, sigortalıya %25 kusur izafe edilen bilirkişi raporu hükme dayanak kılınarak, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı ile davalı işverenlerin ortak avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum avukatı ile davalı işverenlerin ortak avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 506 Sayılı Kanunun 26/1.inci maddesindeki “….sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmasına, öte yandan, kesinleşen önceki rücu davalarında hükmolunan miktarın mahsubu yapılırken, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin esas alınması gerektiğine; şayet ilk peşin sermaye değerli gelirle birlikte artışlara da hükmedilmişse, artışların hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilmesine olanak bulunmamasına, bu çevrede meseleye fiili ödemeler açısından bakıldığında ise fiili ödemenin mevcudiyeti halinde, kurumun talep edebileceği miktarın hesabının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmekte olup; şayet ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarından düşük ise o takdirde ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi; aksine fiili ödeme miktarı ilk peşin değerden düşük ise o takdirde de fiili ödeme miktarının esas alınması gerektiğine göre, mahkemece, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest davalara uygulanması gerektiği gerekçe gösterilerek, ayrıca 506 sayılı Yasanın 87. maddesinde öngörülen koşulların varlığı kabul edilerek yargılama yapılıp, hüküm tesis edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Somut olayda, her iki şirket arasında akdedilen 08.09.2006 tarihli taşeronluk sözleşmesiyle, anonim şirkete ait işyerindeki hammadde amaçlı odunların soyulması ve istiflenmesi işinin limitet şirket tarafından üstlenildiği, limitet şirket sigortalısı olan kazalının, yasak olmasına rağmen soyulan odunların bulunduğu bant üzerine oturup sigara içtiği sırada, anonim şirket sigortalısı Hasan idaresindeki forkliftle taşınan boş kasetin devrilip kazalının ayaklarını kaset ile bant şasesi arasına sıkıştırdığı, 18.09.2006 tarihinde meydana gelen anılan kaza nedeniyle sigortalının %70 oranında malul olduğu belirlenip 01.09.2011 tarihinde kontrol öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalıların toplam %75 oranında, sigortalının ise %25 oranında kusurlu sayılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dosyada ilk peşin sermaye değerli gelir tutarını gösteren “Peşin Sermaye Değeri Hesapları Tablosu” nun bulunmaması, buna ilişkin Kurum cevabi yazısında ise; 10.01.2014 tarihli kontrol muayenesi sonucu gelirin durdurup ödeme yapılmadığının belirtilmesi karşısında, dilekçede ileri sürülen 177.838,07 TL tutarındaki gelirin, ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı olarak kabul edilip istek gibi davanın kabulüne hükmedilmesi isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece, bahse konu 01.09.2011 ve 10.01.2014 tarihli kontrol kayıtlarının sonucu araştırılıp kesinleştirilmesi sağlanmalı, meslekte kazanma gücü kaybı oranında değişiklikler söz konusu olduğunda bu değişikliğin 506 sayılı yasanın 96. maddesi gözetilerek ilk peşin değerli gelire olan etki ve dereceleri kurumdan sorulup bu çerçevede bağlanması gereken ilk peşin değer tutarları istenerek yukarıdaki ilke ve esasları göre Kurumun rücu alacağı belirlenmelidir.
O halde; davacı Kurum avukatı ile davalı işverenlerin ortak avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 25.03.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.