Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/5078 E. 2014/5685 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5078
KARAR NO : 2014/5685
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

Mahkemesi : Malatya 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 23.01.2014
No : 2012/126-2014/10

Asıl dava hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki SGK işleminin iptali ile aylığın kesilme tarihi itibariyle yeniden bağlanması, birleşen dava ise yersiz ödenen aylıkların tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı(karşı davacı) Kurum avukatınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 2010 yılında kesinleşen davacıya(karşı davalıya), 1995 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı(karşı davacı) Kurumca 2012 yılının Ocak ayında gerçekleştirilen işlemle 19.01.2012 tarihi itibarıyla kesilerek, 19.09.2010 – 18.01.2012 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden 10466,14 TL borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, anılan hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun, Anayasa Mahkemesi’nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas – 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir.
İnceleme konusu davaya ilişkin olarak ise; davacı(karşı davalı) ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerini gösterir bilgi ve belgeler, Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu’nca yapılan soruşturma sırasında 24.11.2011 tarihinde Doğanşehir İlçe Jandarma Komutanlığı huzurunda dinlenen, ilgililerin kayıtlı oldukları köy korucularının imzalı beyanı, anılan kişilerin yargılama aşamasında tanık sıfatında yer alan ifadeleri, kayıtlı mernis adreslerinin aynı olduğunu gösterir İlçe Nüfus Müdürlüğü yazısı, aynı sandıkta birer numara ara ile oy kullandıklarını gösterir İlçe Seçim Kurulu yazısı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak beraber yaşadıkları belirgindir. Bu nedenlerle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; mahkemece asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
O hâlde, davalı(karşı davacı) Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.