YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5012
KARAR NO : 2014/6779
KARAR TARİHİ : 25.03.2014
Mahkemesi : Batman İş Mahkemesi
Tarihi : 12.06.2012
No : 2010/909-2012/1166
Davacı, 05.03.2009 tarihli 3745 sayılı ödeme emrinin, kanunsuz olduğunu ve zamanaşımının geçtiğini öne sürerek, borçlu bulunmadığının tespitini istemiştir.
Mahkeme, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından, 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceye ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Kurum alacakları, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup zamanaşımının başlangıç tarihi, anılan Kanunun 128. maddesi hükmü gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir, bu bağlamda zamanaşımının kesilmesi ve durmasına ilişkin hallerde de Borçlar Kanununun 132 ve devamı maddeleri uygulanacaktır.
08.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı borcu yönünden ise 6183 Sayılı Kanunun “Tahsil Zamanaşımı” başlığını taşıyan 102 ve ardından gelen maddeleri uygulanacaktır. Anılan madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı da alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlenmiştir.
Öte yandan 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 Sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılarak 506 Sayılı Kanunun 80. maddesinin 5. fıkrasına eklenen ibare ile “kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Kanunun 51. maddesi ile birlikte 102. maddesinin de uygulanmayacağı” hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, ödeme emrine konu borç, davacıya ait 2003/8-2004/8. aylar arası döneme ait prim borcuna ilişkindir. Tebliğ alındı belgesinde muhatap olarak davacı adına yer verilmiş ise de tebligat “F. Optik Gözlükçü Fahri Başardı” kaşesi ile ve firma sahibi açıklaması ile İstanbul adresinde 20.03.2009 tarihinde yapılmış ve tebligat yapılan ile davacı arasındaki bağlantı tespit edilememiştir. Davacı 25.03.2009 tarihli dilekçe ile Kuruma başvurarak, eczacılık diplomasını sermaye sahibi L. Y.’a verdiğini, L.’in bu diploma ile Bartın’da “D. Eczanesi” adlı bir eczane açtığını, kendisinin mesul müdür olup, L.’e vekaletname verdiğini, işçi çalıştırmamasına rağmen, davaya konu ödeme emri tebliğ edildiğini belirterek
13.07.2009 tarihli dava ile ödeme emrinin iptalini istemiştir. Kurum, 28.04.2009 tarihli cevabi yazıda; işyerinin kendi adına açıldığını ve borcun kendisine ait olduğunu belirterek itirazı reddetmiş ise de anılan yazının tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. Hükme esas alınan 23.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda diploma ve ruhsatın davacı adına olup işverenlik sıfatının davacıya ait bulunduğu ve Kurum işleminin yerinde olduğu belirtilmiştir. Mahkeme, 6183 sayılı Yasanın 58. Maddesi kapsamında gerek süre gerekse esas bakımından bir değerlendirme ve araştırma yapmaksızın rapor doğrultusunda davanın reddine karar vermiştir.
Mahkemece, ödeme emrinin kime ve hangi tarihte tebliğ edildiği ve tebliği alan ile davacı arasında ne gibi bir ilişki bulunduğu, ayrıca 28.04.2009 tarihli Kurum ret yazısının davacıya hangi tarihte tebliğ edildiği hususları araştırılıp açık ve net bir biçimde belirlenmeli, 06.07.2004 tarih 5198 sayılı Yasa ile değişik 506 sayılı Yasanın 80. maddesi kapsamında 2004 yılı 7-8. aylar prim borçları için zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu gözetilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı biçimde tesis edilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.