YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/494
KARAR NO : 2014/6237
KARAR TARİHİ : 18.03.2014
Mahkemesi :Ankara 6. İş Mahkemesi
Tarihi :19.06.2012
No :2009/933-2012/479
Dava, 17.06.1991-12.01.2009 arası dönemde hizmet akdine dayalı olarak geçen ancak Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Mustafa Taş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, mülga 506 sayılı Yasanın 79/10 ve 5510 sayılı Yasanın 86. maddeleri olup, mülga 506 sayılı Yasanın 2. maddesi; bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu kanuna göre sigortalı sayılacağını, aynı yasanın 4. maddesi ise; bu kanunun uygulanmasında 2’nci maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerin işveren olduğunu öngörmüş, 5510 sayılı Yasanın 4 ve 12. maddelerinde de aynı yönde düzenlemelere yer verilmiştir.
Diğer taraftan, taraf ve dava ehliyeti, maddi hukuktaki hak ve fiil ehliyetinin medeni usul hukukundaki büründüğü şekil olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 50. maddesi; medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olduğunu, anılan yasanın 51. maddesi ise dava ehliyetinin medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceğini düzenlemiştir. Türk Medeni Kanununun 8 ve 48. maddeleri, her gerçek ve tüzel kişinin hak ehliyetine sahip olduğu hükmünü içermektedir. Bunun sonucu olarak da medeni haklardan yararlanma ehliyeti olan her gerçek ve tüzel kişi davada taraf olma ehliyetine de sahip olacaktır.
Dava ehliyeti ise, gerçek ve tüzel kişilerin kendisinin ya da yetkili kılacağı temsilcisinin aracılığı ile davayı takip etme ve usul işlemlerini yapabilme ehliyeti olup, fiil ehliyetinin varlığını gerektirir. Fiil ehliyetine ilişkin koşullar ise gerçek kişiler bakımından Medeni Kanunun 10 ve 14. maddelerinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 52. maddesi ise, medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanların davada kanuni temsilcileri, tüzel kişilerin ise yetkili organları tarafından temsil edileceğini öngörmüştür.
Davacı, dava dilekçesi içeriğinde; 17.06.1991 tarihinde dava dışı “C. Servis Motorlu Araçlar Tic. ve San. Ltd. Şirketi” nezdinde, 1993-2003 arası dönemde “C. Servis Motorlu Araçlar San. ve Tic. Anonim Şirketi” nezdinde, 2003-2009 arası dönemde “C. Petrol Limitet Şirketi” ile “C. Petrol Oto Servis Hiz. İnş. Tur. Limitet şirketi” nezdinde ve ayrıca davalı şirket nezdinde sürekli çalıştığını, tüm şirketlerin kurucusu ve sahibinin Y. C. olup, işyerlerinin akaryakıt istasyonu ve servis işyeri niteliğinde bulunduğunu ve tüm bu çalışmalardan son şirket olan davalı limitet şirketin sorumlu olduğunu öne sürerek sigortalı hizmetlerinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Ticaret Sicil Memurluğu yazı içeriğine göre; “C. Servis Motorlu Araçlar Tic. ve San. Ltd. Şti.”nin 1981 yılında tescil, 10.12.1998 tarihinde ise sicilden terkin edildiği, “C. Servis Motorlu Araçlar San. ve Tic. A.Ş.”nin 1993 yılında tescil, 30.12.2005 tarihinde ise sicilden terkin edildiği, “C.lar Petrol Ltd. Şti.”nin 1996 yılında tescil edilip halen faal olduğu, “C. Petrol Oto Servis Hiz. İnş. Tur. Ltd. Şti.”nin 2002 yılında tescil edilip halen faal olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, kendisine husumet yöneltilen davalı şirket ile dava dilekçesinde çalışıldığı iddia edilen diğer şirketler arasında devir, intikal ve birleşme durumunun mevcut olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı, aksi takdirde dava dışı şirketlerin faaliyet ve kapsam durumları ile davalıya ilişkin bildirim durumları ve sicilden terkin hususları ile davacının hükmü temyiz etmemesi de gözetilerek, 1994-2008 arası kısmen kabule konu dönemde anılan şirketlerin işverenlik sıfatı yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde irdelenip belirlenmeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124/4. maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğine ilişkin düzenleme de gözetilerek, işverenlik sıfatına haiz şirketlere ayrı ayrı ek dava açılmaksızın davaya dahil edilip savunma ve delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmeli, işverenlik sıfatı belirlenen şirketlerden davalı dönemde sicilden terkin edilmiş olanların bulunduğunun anlaşılması halinde ise anılan şirketlerin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası yönünde tasfiye kurulu ile Ticaret Siciline husumet tevcihi suretiyle dava açılmasının sağlanması yönünde davacıya süre verilmeli ve açıldığı takdirde de bu davanın sonucu beklenerek ve yeniden ihya halinde ise tüzel kişiliğin huzuru ile davanın görülüp toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bozmanın niteliğine göre de sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
O halde; davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalı C. Servis Pet. Oto. İnş. Tur. Ltd. Şti.’ye iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.