Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/4435 E. 2014/5133 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4435
KARAR NO : 2014/5133
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

Mahkemesi : Andırın Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 07.10.2013
No : 2010/339-2013/186

Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı S.. B.. işleminin iptali ile aylığın, kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacıya murisi babasından 01.12.2004 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlandığı, Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru tarafından yapılan araştırmalar sonucu davacının boşanmış olduğu eşi ile birlikte fiilen yaşamakta olduğu tespit edilerek almakta olduğu maaşı kesilerek adına borç kaydedildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 56/son ve 96. maddeleridir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
16.03.2010 tarihli Kurum Denetmen Memuru raporunda, Muhtar Adem Haytaoğlu’nun beyanına dayalı olarak davacı ile boşandığı eşinin aynı evde birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, denetmen memuru fiili birlikteliğin gerçekleştiği ihbar edilen eve gittiğinde müşterek çocukların evde olduğu, davacı ve eski eşinin nerde olduğu sorulduğunda; annelerinin hastanede, babalarının işte olduğunu beyan ettiği, davacının eski eşinin, işyerine irtibat numarası olarak davacının telefon numarasını bildirdiği, yapılan kolluk araştırmasıyla bu durumun doğrulandığı, davaya konu somut olayda tutanağın aksinin ispat edilemediği hususları beraber değerlendirildiğinde davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.