YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4323
KARAR NO : 2014/10127
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
Mahkemesi :Denizli 3. İş Mahkemesi
Tarihi :24.12.2013
No :2011/955-2013/806
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kısmen kabülüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 30.09.2000-09.12.2002 ve 11.03.2004-10.08.2006 tarihleri arasında davalılardan işveren nezdinde çalıştığını ve bildirilmeyen günlerinin tespitini istemiş, mahkemece, Kuruma bildirilen süreler dışında 30.09.2000-09.12.2002, 11.03.2004-25.08.2005 ve 01.11.2005-10.08.2006 tarihleri arasında davalı şirketin iki farklı sicil numaralı işyerinde çalıştığının tespiti şeklinde, kısmen kabul kararı verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79. maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olduğu gibi, sonuç itibariyle sigorta primlerinin işverenden tahsiline yol açacağından, işverenlik sıfatının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Bu konuda temel dayanak noktası 506 sayılı Kanun’un “İşveren ve işveren vekilinin tarifi” başlığını taşıyan 4. madde hükmüdür. Anılan maddede; bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler “işveren” olarak tanımlanmıştır.
Dava dilekçesinde, E.. B.., davalı işveren olarak gösterilmiş ise de; davacının 26.08.2005-31.10.2005 tarihleri arasında D.. O.. D.. B.. San. ve Tic. Ltd.Şti.nden hizmetlerinin bildirildiği, bordro tanıklarının da bu işyerinde çalıştıkları, dosya kapsamından davalı işverenin D.. O.. D.. B..San. ve Tic. Ltd.Şti. olduğu, esasen karar başlığında davalı E.. B.. adı geçmekle birlikte, hüküm fıkrasında şirket aleyhine hüküm kurulmak suretiyle çelişki de yaratıldığı anlaşılmakla, HMK’nun 124. maddesi gereğince, adı geçen şirkete yöntemince husumet yöneltilmeli, göstereceği bütün deliller toplanmalı, yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan E.. B..’a iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.