Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/4310 E. 2014/7102 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4310
KARAR NO : 2014/7102
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

Mahkemesi : Ordu İş Mahkemesi
Tarihi : 11.12.2013
No : 2012/414-2013/482

Dava, ölüm aylıklarının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve birikmiş aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 11.11.2008 tarihinde kesinleşen davacıya, 5.9.2006 günü yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının/gelirinin, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2010 yılında gerçekleştirilen işlemle 01.12.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 01.12.2008 – 19.4.2010 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar/gelirler yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, davacı ile eski eşin ikametgahlarının farklı oluşu, davacının kızının yanında kaldığı, tanık beyanlarına dayalı olarak da, boşandıktan sonra fiilen birlikte olmadıkları sonucuna varılarak, Kurum işleminin iptaline ve birikmiş aylıkların ödenmesine karar verilmişse de, anılan kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, yersiz aylık döneminde, davacının ” L. Mah. C. Sok No: … Ünye ” adresinde 7.5.2012 tarihinden sonra da, ” Ç. Mah. K. Sok. No …/…adresinde kızı ve damadı ile birlikte, eski eşin ise, ” Ç. Mah A. N. Cad. …/… Ünye ” adresinde kayıtlı kayıtlı olduğu, Kurum kontrol memuru tarafından yaptırılan zabıta araştırmasında ise, davacının eşyalarının halen eski eşinin evinde durması nedeniyle, eşyalarını havalandırmak amacıyla eski eşinin evine gelip gittiğinin bildirildiği, bozma sonrası davacının nüfusa kayıtlı olduğu Tekkiraz kasabası muhtar ve azalarının dinlendiği, davacı ile eski eşin oturduğu mahalle muhtar ve azalarının ise dinlenmediği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa’nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan ile özellikle tespit edilen komşuların istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davalı ve boşandığı eşinin talep konusu dönemde verdikleri medula sisteminde kayıtlarda görülen adreslerinin de ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, böylelikle, “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.