Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/4067 E. 2014/4337 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4067
KARAR NO : 2014/4337
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

Mahkemesi :Bakırköy 9. İş Mahkemesi
Tarihi :13.02.2013
No :2009/5-2013/132

Dava, 01.12.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsisi ve kurumca aylıkların geç ödenmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, 25.11.2008 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu somut olayda; davacının, 16.10.2007 ve 25.11.2008 tarihlerinde hizmetlerinin ve günlerinin toplanarak gün sayısının tarafına bildirilmesini talep ettiği, 16.10.2007 tarihli başvurusuna istinaden, davacıya, 2802 gün prim ödeme gün sayısının bulunduğunun ve 55 yaş şartı ile 3600 prim ödeme gün sayısı şartlarını yerine getirmesi halinde, tahsis talebinde bulunabileceğinin belirtildiği, sonrasında ise davacının usulüne uygun şekilde 25.03.2009 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunması üzerine, 01.04.2009 tarihinden başlamak üzere yaşlılık aylığı bağlandığı görülmüştür.
Mahkemece, davacıya davalı Kurumca doğru bilgilerin verilmediği, aslen davacının 25.11.2008 tarihli talebi ile tahsisi talebinde bulunduğu, Kurumca bu başvuruya son 7 yılda Bağ-Kur’dan sonra 1260 gününün bulunmadığına dair cevap verildiği, kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 60 ve devamı maddeleridir. 506 sayılı Yasanın yaşlılık aylığından yararlanma şartlarını düzenleyen 60. maddesinin (H) bendi hükmüne göre, “Bu maddede belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, sigortalının çalıştığı işten ayrılması ve yazılı istekte bulunması şarttır.” hükmü gereğince usulünce verilmiş bir tahsis talebinin bulunması gereklidir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, 25.11.2008 tarihli 27930 varide numaralı davacı imzalı dilekçenin “hizmetlerinin ve günlerinin toplanarak tarafına gün sayısının bildirilmesi talepli olup, başka bir deyişle, bilgi talebini içerip, tahsis talebini içermediği anlaşılmakla, mahkemece, davacının, 25.11.2008 tarihinde davalı Kuruma verdiği tahsis talebini içerecek şekilde bir dilekçesinin varlığı araştırılmalı, bulunamadığı takdirde ise, aylık bağlama tarihinin 01.04.2009 tarihi olduğu dikkate alınarak, dava dilekçesi tahsis talep dilekçesi olarak kabul edilmeli ve tahsis şartlarının da bu tarih itibari ile araştırılması gerekirken, aylığın başlangıç tarihini de hükümde belirtmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.