Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/3990 E. 2014/5062 K. 07.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3990
KARAR NO : 2014/5062
KARAR TARİHİ : 07.03.2014

Mahkemesi : İstanbul 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 18.12.2013
No : 2010/625-2013/1022

Dava, davalılardan işverene ait işyerinde geçen sigortalı çalışma sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine, ilamında belirtilen gerekçe ile karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davanın yasal dayanağı uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 79. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır.
Davacı, 23.04.1995 – 25.11.2004 tarihleri arasında, davalılardan işverene ait su satışı yapılan tankerlerde şoför olarak çalıştığının tespitini istemiş; Mahkemece, davacının, 23.04.1995 – 12.11.2004 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki belgelerden nüfus bilgileri davacı ile aynı olan kişi için 20.04.1982 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığın bulunduğuna ilişkin belge bulunmakta olup; Dairemizin uyulan bozma ilamında bu husus araştırılarak, Bağ-Kur sigortalılığının davacıya ait olması durumunda geçerliliği ve çakışan sigortalılık durumu tartışılarak karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde, bu yönde araştırma yapılmaksızın, bilirkişinin, Bağ-Kur sigortalılığının bulunmadığını belirten yetersiz raporuna dayalı olarak karar verilmiş olması, isabetsiz bulunmuştur.
2- Ayrıca, kabulüne karar verilen sürenin eksik araştırmaya dayalı olduğu görülmüştür. Bozma öncesi ve sonrasında dinlenen tanık beyanları hüküm kurmaya yeterli olmayıp, davalılardan işverenin veya resen tespit edilecek tanıkların beyanlarına da başvurulup, tüm deliller toplanmalı; varsa kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunduğu işyerinin niteliği araştırılarak, bu işyerindeki çalışmayla birlikte, uyuşmazlık konusu sürenin tamamında davaya konu çalışmaların yürütülmesinin mümkün bulunup-bulunmadığı üzerinde durulup, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
3- Kabule göre de; mahkemenin, önceki kararı ile davanın reddine karar verilip, davacı tarafından temyiz edilmeyerek, davalılar yararına usulen kesinleşen 19.07.1995 tarihi öncesi sürenin de kabulüne karar verilmiş olması; Yine, davacının, 12.11.2004 tarihinden sonrasına ilişkin talebi kabul edilmeyip, bu durumda, kısmen reddine karar verilen davada, yargılama giderlerinin taraflar arasında oranlanıp, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılardan Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı A.. T..’a iadesine, 07.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.