YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3976
KARAR NO : 2014/9859
KARAR TARİHİ : 05.05.2014
Mahkemesi : Düziçi Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi : 10.10.2013
No : 2010/123-2013/330
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanun’un 79’uncu maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, davacı, 01.09.1989-04.08.2009 tarihler arasında ekmek fırınında geçen çalışmalarının tespitini istemiştir. Davalı işyeri tarafından Kurum’a bildirilmiş hizmet bulunmamaktadır. Dinlenen, gerek bordrolu gerekse diğer tanık beyanları, davacının takriben iki günde bir olmak üzere, gün içinde 1-2 saat civarı çalıştığını doğrulamaktadır. Mahkemece, re’sen yapılan araştırma da tespit edilen tanıklar ile dinlenen davacı tanıkları beyanlarından davacının davalı N.. K..’a ait işyerinde hizmet akdine bağlı olarak düzenli olarak çalıştığına dair açık olarak tespit yapılamadığı, bazı tanıkların tava yağlarken bazen davacıyı görüyorduk şeklinde beyanların çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kaldığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine dair hüküm tesis edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunun 13. maddesinde yer alan “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir.” ayrıca; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi (1475 sayılı Kanun’un 61.maddesi) gereğince 7.5 saatlik çalışma süreleri bir gün kabul edilmektedir. Mahkemece, davacının, davalı işyerinde tanık anlatımları dikkate alınarak kısmi süreli çalışma olup olmadığı irdelenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemece yapılacak iş, çalışma şekli davacı yönünden somutlaştırılarak, hangi tarihte işe başladığı, aralıksız olup olmadığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu, tam veya kısmi süreli olup olmadığı saptanarak çalışma süreleri 506 sayılı Yasanın 77, 78. maddeleri dikkate alınarak net olarak belirlenmelidir.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular gözardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.