YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3890
KARAR NO : 2014/5780
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
Mahkemesi : Rize 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 11.12.2012
No : 2010/440-2012/875
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davacı avukatının aşağıda belirtilen temyiz itirazları dışında kalan, sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davanın yasal dayanağı olan idari para cezaları ile ilgili 5510 sayılı Yasanın 102. maddesinde özel bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.”
Dosya kapsamına göre; 2.11.2007 tarihinde, iki sigortasız yabancı uyruklu işçi çalıştırıldığından bahisle, düzenlenen jandarma tutanağına istinaden, davacı hakkında 8.6.2009 tarihinde re’sen işyeri dosyası açılarak, işyerinin 2.11.2007 tarihinden itibaren kapsama alındığı ve iki sigortalının 2007/11. aya ilişkin aylık prim ve bildirgelerinin süresinde verilmemesi nedeniyle 7.7.2009 tarihinde idari para cezası tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.Daha sonra aynı işyeri hakkında jandarma tarafından 22.2.2010 tarihinde altı yabancı uyruklu işçiyi sigortasız çalıştırdığından bahisle tutanak düzenlendiği, bu kez 8.3.2010 tarihinde altı sigortalıya ait işe giriş bildirgelerini süresinde vermemekten idari para cezası düzenlendiği anlaşılmıştır.Her iki idari para cezasının yöntemince tebliğ edilip edilmediği ve kesinleşip kesinleşmediği tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu kez, Kurum tarafından, davacı hakkında 16.8.2010 tarihli 4 adet ödeme emri düzenlenmiş, söz konusu ödeme emirlerinin az önce belirtilen idari para cezası ve işveren tarafından bildirilen 2007/11. aya ilişkin prim, işsizlik sigortası primi, damga vergisine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı, söz konusu işyerinin kendisine ait olmadığını, 2007/11. aya ait olan bildirimleri kendisinin yapmadığını savunmuş ve bu nedenle idari para cezalarının ve ödeme emirlerinn iptalini talep etmiş olup, Mahkemece, idari para cezalarının davacıya tebliğ edilip edilmediği araştırılmalı, tebliğ edilmemişse; veya tebliğ edilmekle birlikte, itiraz için öngörülen prosedür beklenmeksizin icrai takibat başlatılmışsa, İdari Yargılama Usulü Kanunun 9. maddesinde öngörülen, “……..Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.”düzenleme gereğince, davacıya idare mahkemesine müracaatı için süre vermek ve müracaat halinde bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar vermekten ibaret olacaktır.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.