Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/3766 E. 2014/4598 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3766
KARAR NO : 2014/4598
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

Mahkemesi :Aksaray İş Mahkemesi
Tarihi :23.10.2012
No :2011/192-2012/189
Davacı :Marka Oto Kiralama Nak. Oto. Tur. San. Tic. Ltd. Şti.

Dava, davalılardan R.. G..’nın davacı şirkete ait işyerinde çalışmadığının tespiti ile Kurum işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. maddesinde, mahkemenin, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim edeceği (yüze karşı okuyacağı), kararın tefhiminin en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olacağı belirtilmiş, 388. maddesinde kararın içereceği konular sıralanarak, yargılama sonunda kurulan hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz yinelenmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu bildirilmiş, 389. maddesinde, mahkeme kararı ile iki tarafa yüklenen ve verilen görev ve hakların kuşku ve duraksamayı gerektirmeyecek şekilde oldukça kolay anlaşılır ve açık yazılması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Diğer taraftan, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girerek 1086 sayılı Kanunu ilga eden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294. maddesinde, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın hüküm olduğu belirtildikten sonra 297. maddesinde hükmün kapsadığı hususlar sıralanarak, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz yinelenmeksizin, isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu bildirilmiştir. Anlaşılacağı üzere söz konusu düzenlemeler, yargıda netlik ve açıklık ilkesine uygun olarak kamu düzeni ve barışının sağlanmasını amaçlamaktadır.
İnceleme konusu davada, mahkemece, yapılan yargılama sonunda kurulan esas hakkındaki hükümde yalnızca, “davacının davasının kabulüne” sözcüklerine yer verilerek, yukarıda anılan 1086 ve karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan 6100 sayılı Kanunlardaki düzenlemelere aykırı, hükmün yerine getirilmesi aşamasında kuşku ve duraksamaya yol açıcı nitelikte karar oluşturulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi