YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3697
KARAR NO : 2014/4401
KARAR TARİHİ : 03.03.2014
Mahkemesi : İstanbul 13. İş Mahkemesi
Tarihi : 20.11.2013
No : 2011/559-2013/659
Dava, davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle yersiz ödemelerin tahsili amacıyla davacı Kurumca başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı ve davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Mahkemece, gerekçe bölümünde “Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davalı ile K.. A..’nun takibe konu edilen dönem içinde eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun bulunduğu, davalı tarafa 17.10.2008-16.09.2009 döneminde yersiz ödenen yetim aylıklarından kaynaklanan asıl alacak ve ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren işleyen faiz alacağı tutarında davacı kurumun alacaklı olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” ifadesi mevcut iken, hüküm fıkrasında ” davanın kısmen kabulü ile, 1-İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün 2007/4363 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 5.758,20 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” şeklinde karar verildiği, böylelikle hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığı görülmüştür. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın Hükmün Kapsamı başlığını taşıyan 297. maddesinin c bendinde hükmün, “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” kapsayacağı ve Hükmün Yazılması başlığını taşıyan 298. maddesinin 2. fıkrasında ise “gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı” düzenlemesi amirdir.
Kararın, hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgili olup, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün sair yönleri incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.