Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/3650 E. 2014/5265 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3650
KARAR NO : 2014/5265
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

Mahkemesi : İstanbul 10. İş Mahkemesi
Tarihi : 05.11.2013
No : 2012/657-2013/392

Dava, sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında ilamında belirtildiği şekilde davalılardan D.Market Bilg. ve Medk. Ürn. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulü ile diğer davalı S. Medikal Dental Tıb. Ürn. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın atiye terk edilmiş olması nedeniyle karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine davalı Kurum vekilinin temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
23.04.2004–05.05.2006 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilen çalışma (zorunlu sigortalılık) süreleri yönünden 1.470,00 TL. net ücretle çalışıldığının tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı olan olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrasında, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas – 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas – 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas – 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas – 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas – 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Yukarıdaki düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, mahkemece, verilen ilk hüküm, Dairemizce yapılan temyiz denetimi üzerine bozulmuş olup, mahkemece, 08.02.2012 gün ve 15674/17890 sayılı anılan Dairemizin ilamına uyulmasına karşın bozma gereklerinin tam anlamıyla yerine getirilmediği belirgindir. Mahkemece, tespitine karar verilen sürede davacının aldığı aylığın hesabında işçilik alacakları dosyasında ibraz edildiği belirtilen delillere ve özellikle işveren ve davacı tarafından imzalı tazminat belgesindeki net ücret ile yol ücreti toplamının esas alınması ile taleple bağlı kalınarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu hükme varılırken, önceki bozma gerekçemizde belirtildiği üzere; alacak dosyasındaki belgeler bu dosya içine alınmadığı gibi dosyanın akibeti araştırılmamış, tazminat belgesinin, o davada ihtilaf konusu olup olmadığı değerlendirilmemiştir. Mahkemenin kabulünde olan sigortalıya ödenen yol ücretinin sigorta primine esas kazanca dahil edilmesi kural olarak yerinde ise de, gerçek ücretin belirlenmesinde bu tür ödemelerin süreklilik arzetmesi halinde prime esas kabul edileceği gözetilmemiş, bu husus araştırılmamıştır. Mahkemece sigorta primine esas kazanç tutarı konusunda öngörülen yönteme uygun inceleme ve araştırma yapılmaksızın istemin kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.