Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/3623 E. 2014/6243 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3623
KARAR NO : 2014/6243
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

Mahkemesi : İstanbul Anadolu 6. (Üsküdar 2.) İş Mahkemesi
Tarihi : 15.03.2012
No : 2010/653-2012/277

Dava, itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkeme, Aysel hakkındaki davanın istek gibi kabulüne, Saadettin hakkındaki davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı ile davalı Aysel tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Uyuşmazlık yersiz yaşlılık aylığı ödemelerinin iadesi isteminden kaynaklanmaktadır. Davalılar, karı koca olup, bunlardan Aysel sigortalı sıfatıyla, Saadettin ise iş takipçiliği yapmaktan dolayı sorumlu tutulmuştur. Davalı Aysel’e 20.04.1982-30.12.1986 arası dönemde 4 yıl 8 ay 10 gün, 02.01.2004-27.09.2004 arası 8 ay 25 gün olmak üzere toplam 1955 gün Esnaf Bağ-Kur hizmeti, 24.11.1988-30.11.1988 arası dönemde 3 gün zorunlu SSK, 01.03.1999-31.12.2003 arası dönemde 1740 gün isteğe bağlı SSK olmak üzere toplam 3698 gün üzerinden 01.10.2004 tarihi itibariyle SSK’dan yaşlılık aylığı bağlanıp, 25.07.2009 tarihine kadar 29.797,68 TL ödeme yapılmıştır. 08.04.2009 tarihli müfettiş raporunda; Üsküdar Vergi Dairesi’nin 157 adet sicil defterinde silinti yapılmak suretiyle yeniden kayıt yapıldığı, gerçek dışı tescil ve terk tarihli sahte kayıtlarla Bağ-Kur hizmeti yaratıldığı ve emeklilik hakkı elde edildiği, sahteciliğin vergi dairesinde gece bekçisi, şef, vezne görevlisi, sicil servis görevlisi kişiler ile iş takipçisi ve davalı S.. O.. ve davalı Aysel dahil diğer 69 sigortalının iştiraki ile gerçekleştiği, davalı Aysel’in 10.04.1981-30.12.1986 arası Üsküdar Vergi Dairesine bağlı faaliyeti olmamasına rağmen varmış gibi gösterilip aylık bağlandığı ve iptali gerektiği belirtilmiştir. Diğer taraftan, davalılar Selahattin ve Aysel dahil toplam 71 kişi hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve üye olmak, sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve buna teşebbüs suçlarından İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/356 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, iddianamede iş takipçisi ve davalı Saadettin’in, vergi dairesi yetkilileri ve Aysel’le birlikte hareket ederek Aysel’in faaliyeti olmadığı halde 10.04.1981-30.12.1986 arası dönemde varmış gibi kayıt düzenleyip ve bu sürenin ilavesiyle Aysel’e 01.10.2004 tarihi itibariyle aylık bağlanmasının sağlandığı belirtilerek cezalandırılması istenmiştir. Anılan dava, halen derdest olup yargılamanın 10.03.2014 tarihine talik edildiği anlaşılmaktadır. Kurum, müfettiş raporuna göre aylığı baştan itibaren iptal ederek 10.12.2009 tarihli icra takibi ile ödenen aylık ve işlemiş faizin her iki davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, davalı Saadettin’in, sahtecilik eylemine katıldığına dair belge bulunmadığını gerekçe göstererek hakkındaki davanın reddine, Aysel hakkındaki davanın ise istek gibi kabulüne karar vermiştir.
Dosya içeriğine göre, oda kaydı ve sicil kaydı bulunmayan sigortalı Aysel’in 10.04.1981-30.12.1986 ve 02.01.2004-30.09.2004 arası dönemlerde vergi mükellefi olarak gösterildiği ve ilki Nisan 2004, ikincisi Eylül 2004 tarihi olmak üzere iki defa toplu prim ödemesinde bulunduğu görülmektedir. Davanın yasal dayanaklarından bulunan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24. maddesine göre, bir kimsenin zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olabilmesi için, meslek kuruluş kaydı ile birlikte, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasının gerekmesine, diğer yandan, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde; zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmak için ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmünün yer almasına, yine 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile de kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların Bağ-Kur sigortalısı olacağının öngörülmesine göre, iptale konu dönemlerde davacının Esnaf Bağ-Kur sigortalısı sayılmamasının mümkün olup olmadığı yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda araştırılıp irdelenmeli, yukarıda belirtilenler dışında prim ödemesi olup olmadığı Kurumdan sorulup varsa prim ödeme belgeleri celbedilmek suretiyle, ödemelere karşılık gelen sürelerde ve ödeme tarihlerinden ileriye yönelik olarak davacının isteğe bağlı sigortalı sayılıp sayılamayacağı değerlendirilmeli, diğer taraftan, kamu davasının özelliği de dikkate alınarak anılan davanın sonucu beklenip toplanan ve toplanacak delillere göre bir karar tesis edilmelidir.
O halde; davacı Kurum avukatı ile davalı Aysel’in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı A.. O..’a iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.