YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/361
KARAR NO : 2014/3754
KARAR TARİHİ : 25.02.2014
Mahkemesi : Bursa 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 07.11.2013
No : 2013/581-2013/804
Davacı : S.. B.. adına Av. Ö.. G..
Davalı : B.. G.. adına Av. B.. Ç..
Dava, hak sahiplerine bağlanan gelirlerin, kusur farkına karşılık gelen tutarlarının, 506 Sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, bozma öncesi hüküm aynen ve yeniden tesis edilmiştir.
Hükmün, davalı sürücü avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın kabulüne dair önceki hüküm; Dairemizin, 11.09.2012 Tarih 2012/5418-14586 Sayılı İlamıyla ve özetle; “…Somut olayda, zararlandırıcı sigorta olayının trafik iş kazası olup, 12.03.1999 tarihinde meydana geldiği, 10.11.2009 tarihinde açılan dava ile 10.11.1999 onay tarihli gelirlerin tahsilinin talep edildiği, davanın, sürücü 3. kişi aleyhine açıldığı ve zaman aşımı süresinin 2918 sayılı kanunun 109. maddesi uyarınca zarara ve faile ıttıla tarihinden itibaren 2 yıl ve herhalde sigorta olayının vuku tarihinden itibaren 10 yıl olduğu, 2 yıllık zaman aşımı süresinin başlangıcının ise davacı Kurumun yetkili organının zarara ve faile ıttıla tarihi olup, zarara ıttılanın ise davaya konu gelirlerin onay, masrafların ise sarf ve ödeme tarihlerini ifade ettiğinin kabulü gerektiği, faile ıttıla yönünden ise Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/459 E. Sayılı dosyasında davalı sürücü hakkında kamu davası açılmış ise de, bu yönde bir araştırma yapılmadığı, davalı sürücü tarafından süresinde zamanaşımı savunmasında bulunulmuş olmasına rağmen, mahkemece, zamanaşımı def’i yönünden gerekli inceleme ve irdeleme yapılmaksızın yazılı biçimde karar tesis edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, ceza dosyası da getirilip, davalı sürücünün zamanaşımı definin incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğinin gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyulduğuna göre, bozma gereklerine uygun olarak yargılama yapma ve hüküm tesis etme zorunluluğu doğar. Hükmüne uyulan bozma ilamında, faile ıttıla yönünden 2000/459 Esas Sayılı ceza dosyasının celp edilip davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’inin irdelenerek bir karar verilmesi gereğine işaret edilmiş olup, mahkemece, 2004/459 Esas Sayılı dosyanın dava dosyası içinde bulunduğu ve şikâyet yokluğu nedeniyle düşürüldüğünden bahsedilip, zamanaşımı def’inin yerinde bulunmadığı belirtilerek bozma öncesi hüküm yeniden tesis edilmiş ise de, karar gerekçesinde bahse konu edilen 2004/459 Esas Sayılı ceza dosyasının eldeki davanın davalısıyla ilgisi bulunmadığının ve bozma ilamında bahse konu ceza dosyasının 2000/459 Esas Sayılı dosya olduğu gözetilmeksizin ve anılan dosya celp edilip, bozma gerekçeleri kapsamında irdelenmeksizin, yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması, isabetsiz bulunmuştur.
O hâlde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.