Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/3527 E. 2014/6422 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3527
KARAR NO : 2014/6422
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

Mahkemesi : Samsun 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 19.12.2013
No : 2011/607-2013/776

Davacı, 01.10.2008-31.01.2011 tarihleri arası dönemde 5510 sayılı Yasanın 4/1-b madde kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun, aksi düşünülürse yapılan düzenli prim ödemeleri gözetilerek bu dönemin isteğe bağlı sigortalı olarak sayılması gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda,1993 yılında verilen giriş bildirgesi üzerine “Ayakkabıcı” faaliyetinden dolayı vergiye dayalı olarak 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı 07.04.1987 tarihli tescille başlayan davacı, 31.01.2011 tarihine kadarki primlerini düzenli olarak ödemiş, 20.06.2003-21.07.2003 tarihleri arası 32 günlük SSK’lı çalışmalar nedeniyle anılan zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı 19.06.2003 tarihi itibarıyla sonlandırılmıştır. İsteğe bağlı prim değerlendirme dilekçesi üzerine de, 01.06.2006-30.09.2008 tarihleri arası süre isteğe bağlı olarak değerlendirilmiştir. Öte yandan davacının, 07.04.1987-31.12.1988 tarihleri arası vergi kaydı, 14.04.1987-31.12.2006 tarihleri arası Çarşamba Kunduracılar Odası kaydı, 15.04.1987-11.02.2011 tarihleri arası Samsun Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, devam eden oda kaydı nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 üncü ve 25 inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, Kanunun 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 24 üncü maddenin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında; diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; esnaf ve sanatkârlar, tüccar, sanayici ve borsa ajan ve acenteleri, mimar ve mühendisler, sigorta prodüktörleri ve eksperleri, eczacılar, tabipler, veterinerler, gümrük komisyoncuları gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar ile kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunanların sigortalı sayılacağı belirtilmiş; anılan madde 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilerek kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunanlar kapsamdan çıkarılıp yerine esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar sigortalı olarak kabul edilmiş; 01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın sigortalı sayılanları düzenleyen 4’üncü madde hükmü de, ticari veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usülde gelir vergisi mükellefi olanlar ile, gelir vergisinden muaf olup esnaf veya sanatkar siciline kayıtlı olanların..,aynı yasanın 4/1-b madde kapsamında sigortalı sayılacağını öngörmüştür.
Yukarıdaki bilgiler ışığı altında;
Davacının, davaya ve uyuşmazlığa konu olan 01.10.2008-31.01.2011 tarihleri arası dönem yönünden, 5510 sayılı Yasanın 4/1-b madde hükmü kapsamında(mülga1479 Sayılı Yasanın 24. maddesi hükmüne göre) ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olup olmak, gelir vergisinden muaf olanlar yönünden de Esnaf ve Sanatkâr Siciline yöntemince kayıtlı bulunmak, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın karinelerini oluşturmakta ise de, zorunlu sigortalılık için ön koşul, başka sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalmak kaydıyla herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesidir. Dolayısıyla anılan dönemde, davacının oda kaydının 31.12.2006, sicil kaydının ise 11.02.2011 tarihi itibarıyla sona ermiş olması da dikkate alınarak, bağımsız çalışmanın varlığı, bu anlamda anılan madde kapsamında zorunlu sigortalılık koşulları yeniden ve usulünce araştırılıp varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Ne ki, yapılacak araştırma neticesi, zorunlu 4/1-b sigortalılık koşullarının varlığı bulunmasa bile, aynı döneme ilişkin sigorta primlerinin ödenmiş olması gözetilerek davacının isteğe bağlı sigortalı sayılması gerekeceği bozma sonrası yapılacak yargılamada gözetilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.