YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/349
KARAR NO : 2014/1651
KARAR TARİHİ : 28.01.2014
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 3. (Kadıköy 1.) İş Mahkemesi
Tarihi : 05.09.2012
No : 2005/585-2012/798
Birleşen ve asıl dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen davalar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki asıl ve birleşen davada; davacı Kurum, davalı K.. B.. (E.. )’in murisinin ölümünden sonra yersiz çekilen aylığın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, davalıların itirazının iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece birleşen ve asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5510 sayılı Kanunun 101 inci maddesi, bu Kanun uygulanmasında doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini kurala bağlamıştır.
Somut olayda; mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir.
Uyuşmazlık, murisin vefatından sonra banka kartı vasıtasıyla çekilen aylığının tahsiline yönelik başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Söz konusu fiil, davalı K.. B.. (E..) yönünden ceza hukukunda Türk Ceza Kanunu’nun “Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması” başlıklı 245. maddesinde müeyyideye bağlanmış olup, anılan maddede başkasına ait bir banka veya kredi kartını kullanarak yarar sağlamak hususu cezalandırılmıştır. Özel hukuk alanında ise; davanın, somut olayın özelliğine göre, sebepiz zenginleşme veya haksız fiilden kaynaklandığı kabul edilebilir. Bu hukuki sebeplerden herhangi birine dayanılması imkan dahilinde olup, bu durumda hakların yarışmasından
(telahukukundan) bahsedilir. (Andreas von Tuhr. Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C Edege çevirisi 1983, sayfa 452 ve 453; , Dr. S. Reisoğlu, Sebepsiz İktisap Davasının Genel Şartları 1961, sayfa 42 ve sonrası; Fikret Eren , Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. III, 4.B., İstanbul 1994, sayfa 14)
Davalılardan T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü yönünden ise; davacı Kurum, ile davalı banka arasında akdedilen protokolün 4/13. maddesi gereğince, gelir ve aylıkları ATM kartı ile ödenen hak sahiplerinin yaşadığının tespiti için, bir yıllık dönem sonunda bankaya şahsen müracaatları ile Bankkart süresinin uzatılması yükümlülüğünü, davalının, yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığı iddiası ile yersiz aylıkların tahsili talebinde bulunmuştur. Bu yönüyle uyuşmazlığın, 506 sayılı Kanundan kaynaklanmadığı, Borçlar Kanunundan, giderek, taraflar arasında yapılan sözleşmeden kaynaklandığı açıktır
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında; somut olayda, uyuşmazlığın, haksız fiilden ve sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanmadığı belirgin olup, bu yönde, davada 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklandığını ortaya koyacak başka bir hüküm de mevcut değildir. Bu nedenle, davanın İş Mahkemesinde değil, genel mahkemelerde görülmesi gerekir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davalılara iadesine, 28.01.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.