Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/3289 E. 2014/4188 K. 28.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3289
KARAR NO : 2014/4188
KARAR TARİHİ : 28.02.2014

Mahkemesi :Karşıyaka 1. İş Mahkemesi
Tarihi :13.11.2013
No :2012/67-2013/353
Davacı :S.. B.. adına Av. Y.. Ö..
Davalı :Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. E.. Ö..

Davacı, 13.08.1998 tarihinde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1479 sayılı Kanun, zorunlu sigortalılık şemsiyesi altına alınan “Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanlara” kanunda yazılı sosyal güvenlik hükümlerini uygulama amacını taşımakta olup, aynı Kanunun 24/1-a ve 25’inci maddelerinde Bağ-Kur sigortalılığının, gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarih esas alınarak belirlenmesi ölçütünü getirirken; 26’ncı madde ile de, sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağını, ayrıca, bu kanuna göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren üç ay içinde kuruma başvurarak kayıt ve tescil yaptırmalarının zorunlu olduğunu, aksi durumda, Kurum tarafından re’sen tescil işleminin yapılacağını hükme bağlamıştır.
Zaman zaman yapılan düzenlemelerle Bağ-Kur sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin belirli tarihlerden başlatılması zorunlu kılınmış, bu kapsamda hükümler içeren 1479 sayılı Kanunun ek geçici 13’üncü maddesi, bilahare Anayasa Mahkemesince tüm maddeleriyle iptal edilen 619 sayılı KHK, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile eklenen 1479 sayılı Kanunun geçici 18’inci maddesi ile tescilin belirtilen tarihlerden sonra yapılmasına karşın, kanunda tanınan süreler içinde, daha öncesine ait vergi kaydı bulunanların borçlanma hakkının kullanılabilmesi öngörülmüştür. Söz konusu borçlanma hakkını kullanmayanların ise sonrasında geriye yönelik hizmet tespiti suretiyle sigortalılık kazanmasına yasal olanak tanınmamıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren geçici 8’inci maddesinin getirdiği benzer bir düzenleme ile; hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü bu Kanunun yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden başlayacaktır. Ancak 04.10.2000 – 01.10.2008 tarihleri arasında vergi mükellefiyet süreleri bulunanların, 01.10.2008 tarihinden itibaren 6 ay içinde (31.03.2009 tarihine kadar) talepte bulunmaları halinde, vergi mükellefiyet sürelerini borçlanmaları mümkündür.
Davaya konu olayda, davacının, 13.08.1998-31.12.2000 tarihleri arasındaki vergi kaydına istinaden 28.04.2011 tarihinde davalı Kurum’a başvurarak 4(b) sigortalısı olarak tescil edilmeyi talep ettiği, Kurumca talebin reddedildiği, Mahkemece, talebe konu dönemde, 619 sayılı Kararnamenin geçici 1. maddesinin ve 1479 sayılı Kanun’un geçici 18 maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığından, sigortalılık başlangıç tarihinin 13.08.1998 olarak tespitine karar verilmişse de, verilen hüküm eksik inceleme ve araştırma ile yanılgılı değerlendirme neticesidir.
Mahkemece, hükme dayanak alınan Hukuk Genel Kurulunun 4.2.2009 tarih ve 2009/21-10 Esas, 2009/52 Karar sayılı ilamında, davacının tescili 08.01.2001 tarihinde yapılmış olup, 619 sayılı KHK’nin Geçici 1. maddesi Anayasa Mahkemesi’nin 8.8.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca tüm hükümleriyle iptal edildiği ve 4956 sayılı Kanun ile değişik 1479 sayılı Kanunun Geçici 18. madde hükmünün ise; Kanunun yayım tarihi olan 2.8.2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği belirtilerek, belirtilen hükümlerin tescil talep tarihi itibarıyla uygulanma olanağı bulunmadığı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, Bağ-Kur sigortalılıklarında, uzun veya kısa vadeli sigorta kolları yönünden sigortalılık süresi şartının bulunduğu, buna göre, sigorta başlangıcının bir önemi bulunmadığı da izahtan varestedir.
Somut olayda; daha önce 1479 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir kayıt ve tescili bulunmayan davacının, 13.08.1998-31.12.2000 tarihleri arasında vergi kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı iş bu dava ile 13.08.1998-31.12.2000 tarihlerinde Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Ancak, davacının anılan Kanunun geçici 8’inci maddesi kapsamında borçlanma başvurusu bulunup bulunmadığının araştırılmadığı anlaşıldığından verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular gözardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.