YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3044
KARAR NO : 2014/10122
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
Mahkemesi : Bakırköy 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 10.12.2013
No : 2010/489-2013/654
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının, aşağıdaki bent dışında kalan, sair temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.
2- Davacı, dava dışı işyerinden, 1997/2. döneminde bildirilen 40 günlük hizmeti dışında, 01.08.1994-15.07.2007 tarihleri arasında davalılardan şirket işyerinde geçen kesintisiz çalışmalarının tespitini istemiş; mahkemece 01.03.2006-20.03.2006 tarihleri arasında 20 günlük hizmeti tespit edilerek kısmen kabul kararı verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin, işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde, kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır. Aksi durumda ise, hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak, her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
Davacının, dava dışı işyerinden bildirilen 40 günlük hizmeti nedeniyle 20.07.1997 öncesi talebi bakımından red kararı verilmesi isabetli ise de; 01.09.1997 ile davalı şirket işyerinden bildirimin başlangıcı olan 09.05.2001 tarihleri arasındaki hizmetler yönünden verilen karar, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
O halde, Mahkemece, yapılması gereken iş; davalı Kuruma verilmiş dönem bordrolarından davaya konu dönemi kapsar şekilde çalışması bulunan diğer bordro tanıkları re’sen belirlenerek, dinlenilmeli, talep edilen döneme ilişkin bordro tanıklarına ulaşılamadığı takdirde, sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ve aynı çevrede işyeri olan işveren, ya da, bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler, re’sen saptanarak, bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sigortalının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği, ya da, bildirim dışı kaldığı, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra, elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.