Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/303 E. 2014/3131 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/303
KARAR NO : 2014/3131
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Mahkemesi : KDZ. Ereğli 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 20.11.2013
No : 2011/1209-2013/520

Dava, yersiz ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Hakkında verilen boşanma kararı 25.12.2008 tarihinde kesinleşen davalıya, 2005 yılında vefat eden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu (5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesi) hükümleri kapsamındaki sigortalı babası üzerinden 01.01.2009 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, ancak aylığın davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca Ekim 2010 tarihi itibarıyla kesildiği anlaşılmakta olup; davacı Kurum 01.01.2009 – 17.09.2010 tarihleri arasında davalıya ödenen yersiz aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanununun 56/2’inci maddesinde “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre; hak sahibi ile eski eş arasında hangi hukuki sebep ve maddi vakıaya dayanmış olursa olsun, sona ermiş evlilik birliğinin hak ve yükümlülüklerini sürdürme veya kesinleşmiş yargı kararına bağlı olarak gerçekleşmiş boşanmanın var olan sonuçlarını ortadan kaldırma iradesinin ortaya konulduğu beraberliklerin varlığı halinde hak sahibine bağlanan aylığın kesilmesi gerekecektir.
Somut olayda toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; babası üzerinden kendisine ölüm aylığı bağlanan hak sahibi davalının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamaya devam ettiği anlaşıldığından, Mahkemenin bu hususa ilişkin kabulü yerindedir. Ne var ki; davalının eski eşinin tutuklanması nedeniyle “birlikte yaşam olgusunun sona erdiğinden” bahisle tutuklanma tarihinden sonraki aylıklar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Oysa davalı hak sahibi ile eski eşinin iradelerinin fiili birlikteliği devam ettirme yönünde olduğu anlaşılmakta olup, iradeleri dışında nedenlerle fiili birlikteliklerinin kesintiye uğraması 5510 sayılı Kanunun 56’ncı maddesi kapsamında hak sahibinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.