Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/28050 E. 2015/1870 K. 10.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28050
KARAR NO : 2015/1870
KARAR TARİHİ : 10.02.2015

Mahkemesi : İş Mahkemesi

Dava ve birleşen davalar, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, tedavi giderlerine ilişkin davada karar verilmesine yer olmadığına, diğer davaların kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı, davalılardan … ve …. avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara,toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, özellikle temyiz nedenlerine göre, davacı avukatının tüm, davalılar … ve … avukatlarının sair temyiz itirazlarının reddine;
2-)Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen zamanaşımı defi, yasal süresinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirmeye alınabilmektedir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109’uncu maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istemlerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı; tazminat yükümlüsüne karşı kesilen zamanaşımının, sigortacıya karşı da kesilmiş olacağı hüküm altına alınmıştır. Anlaşılacağı üzere maddedeki zamanaşımı süresi, zararın ve eylemi gerçekleştirenin (failin) öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlamakta olup, Kurumca zararın öğrenilme tarihinin, giderlerin sarf ve ödeme günü olduğu açıktır. Tazminat yükümlüsünün öğrenilme tarihine ilişkin olarak ise, Kurumun yetkili organının faili öğrendiği tarih esas alınmalıdır. Bu kapsamda; ceza mahkemesince yargılanıp hakkında cezalandırma kararı verilen üçüncü kişi yönünden, Kurumun, ceza kararının kesinleştiği tarihte faili öğrendiği kabul edilmeli, cezalandırma kararının söz konusu olmadığı durumlarda ise yöntemince yapılacak araştırma sonunda tazminat yükümlüsünün kim olduğunun öğrenilme tarihi açıklıkla saptanmalıdır. Özellikle belirtilmelidir ki, zamanaşımı süresinin, hem zararın, hem de tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren, bir başka anlatımla, ancak, her iki olgu gerçekleştikten sonra işlemeye başlayacağı dikkate alınmalıdır.
İnceleme konusu davada; davalı….’ın yasal süresi içerisinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’i kapsamında, yukarıdaki düzenleme ve açıklamalar ışığı altında araştırma ve irdeleme yapılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan davalının zamanaşımı def’i karşılanmaksızın davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-)Sigorta şirketi, sadece araç işleteninin/sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu tutulabileceğinden, sorumluluk miktarının belirlenmesi açısından sigorta poliçesinin temininde yasal zorunluluk vardır.
Kaza yapan ve içinde olan kazalının yaralandığı araçla ilgili zorunlu mali mesuliyet sigortasının mevcut olup olmadığı yeterince araştırılmadan davalı sigorta şirketi hakkında davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun açıklığa kavuşturulması için kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sigortalayan sigorta şirketi ve poliçe numaraları aracın kayıtlı olduğu Trafik Tescil Müdürlüğü, araç maliki ve Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinden sorulmalı, bildirilecek numaraya göre poliçe davalı sigorta şirketinden celbedilmeli, buna rağmen poliçe elde edilemez ve sigorta şirketinin poliçeyi ibraz etmekten çekindiği kanaatine varılırsa, sigorta şirketinin kayıtları üzerinde trafik ve sigorta mevzuatından anlayan bilirkişiler marifetiyle inceleme yapılarak sonucuna göre davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası yönünden sorumluluğuna gidilmelidir.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma, inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar … ve … avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde .. ve …’a iadesine, 10.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.