Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/27525 E. 2015/1781 K. 09.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/27525
KARAR NO : 2015/1781
KARAR TARİHİ : 09.02.2015

Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, hak sahibi konumundaki davacıya ödenen aylıkların kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ve kesilen ölüm aylıklarının iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 8.4.2004 tarihinde kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle kesilerek, 22.10.2008 – 21.11.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
5510 sayılı Kanunun, Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi başlığını taşıyan 59. maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür…. Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Açıklanan yasal çerçevede somut olay incelendiğinde; Sosyal Güvenlik Kurumu Kontrol Memurluğu görevlilerince gerçekleştirilen soruşturmada elde edilen beyanlar ve belirlemeler, … Köyü Muhtarı …..’ın “…davacının eşinin ikinci aza olduğunu, boşanma olayını bilmediği… ” şeklindeki kurum memurlarına verdiği beyanı, davacı ile boşandığı eşinin aynı adreste yaşadıklarını gösterir bilgi, belge, seçmen ve adres kayıtları, bu kayıtları doğrular şekilde “birlikte yaşadıkları” şeklinde 19.3.2013 ve 26.7.2013 tarihli kolluk araştırma tutanakları, velayeti annede bulunan müşterek çocuk …’in okul kayıtlarında velisinin babası …. olduğu yönünde kurum saptaması, davacı….’nün ” …oturduğu evin eski eşine ait olduğu, boşandığı eşinin … Köyünde yaşadığı..”yönünde kontrol memuruna verdiği imzalı beyanı ve davacının eski eşinin …. Köyüne ara sıra gelip gittiği yönünde Jandarma tutanağı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu Kurum işlemine dayanak olan kontrol memurunun 27.9.2011 tarihli raporunun aksinin ispatlanamadığı, hak sahibi davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak beraber yaşadıkları belirgin olup bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.