YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2607
KARAR NO : 2014/3975
KARAR TARİHİ : 27.02.2014
Mahkemesi : Sivas İş Mahkemesi
Tarihi : 09.12.2013
No : 2011/624-2013/486
Davacı-Karşı Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına
Av. Sebahattin Buyrukoğlu
Davalı-Karşı Davacı : A.. A.. adına Av. H.. Ö..
Asıl dava ile davacı Kurum, itirazın iptali,takibin devamı ve %40 icra inkar tazminatı isterken; birleşen davanın davacısı olan Sigortalı A.Turan Aydın ise, aksi kurum işleminin iptalini,20.09.2004 tarihinden itibaren maluliyet aylığının yeniden bağlanarak ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı doğrultusunda, asıl davanın reddine karar verilirken, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, asıl davanın davacısı(birleşen davanın davalısı)Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda; 26.06.1996 günlü maluliyet aylığı başvurusu üzerine 25.10.1996 ve 27.06.1997 günlü sağlık kurulu raporlarıyla “Romatizmal kalp kapak hastalığı ve MVR(mitral valv) efor kapasitesi N…’ya göre Class III ve koroner yetmezlik” teşhisi konulan davacıya 01.07.1998 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasanın 54’üncü ve devamı maddeleri uyarınca bağlanan maluliyet aylığı, kontrol muayenesi sonucu alınan 23.02.2004 günlü sağlık kurulu raporuyla çalışma gücünün 2/3’sini kaybetmediği gerekçesiyle raporu takip eden aybaşı itibarıyla iptal edilerek 01.03.2004-20.09.2004 tarihleri arası dönem için çıkarılan 2.516,10 TL yersiz aylığın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine eldeki asıl dava açılmıştır. Öte yandan, 21.09.2006 tarihinde açılıp aslı davayla birleşen davanın davacısı sigortalı; maluliyet aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptalini, 20.09.2004 tarihinden itibaren kesilen aylığın yeniden bağlanmasını ve ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin, uyulan 06.10.2011 günlü bozma ilamı uyarınca, asıl davanın reddine karar verilirken, birleşen davanın ise istem gibi kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizin 06.10.2011 günlü bozma ilamı uyarınca, 506 sayılı Yasanın 109.maddesinde öngörülen prosedür kapsamında Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp Kurumu raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla 13.06.2013 tarihinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınan raporla, sigortalıdaki meslekte kazanma güç kaybı oranı %82 olarak tespit edilirken, maluliyet başlangıcı ise 05.05.2010 günlü rapor tarihi olarak belirlenmiştir.
Ancak, anılan Genel Kurul raporundan, maluliyet aylığının kesildiği 20.09.2004 tarihi ile yeniden maluliyet başlangıcının belirlendiği 05.05.2010 tarihleri arası dönemde, sigortalının çalışma gücünün 2/3’sini (01.10.2008 tarihinden itibaren bu oran 5510 sayılı 25’inci madde uyarınca %60 olarak alınacaktır) kaybedip kaybetmediği anlaşılamamaktadır.
Şu halde, yapılması gereken iş; Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan yeniden alınacak ek rapor ile, maluliyet aylığının kesildiği 20.09.2004 tarihi ile maluliyet başlangıcının belirlendiği 05.05.2010 tarihleri arası dönemde, sigortalının çalışma gücünün 2/3’sini (01.10.2008 tarihinden itibaren bu oran 5510 sayılı 25’inci madde uyarınca %60 olarak alınacaktır) kaybedip kaybetmediği belirlenmeli; yapılacak araştırma neticesi, anılan dönemde maluliyet aylığı için gerekli olan 2/3 çalışma güç kaybı (01.10.2008 tarihi sonrası için bu oran %60) bulunmadığı sonucuna ulaşılırsa, asıl davanın kabulüne; birleşerek gelen davanın ise, maluliyet aylığı başlangıcı rapor tarihini takip eden aybaşı olan 01.06.2010 tarihi olacağı için, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceği yönü dikkate alınarak yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde asıl davanın davacısı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar