YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2562
KARAR NO : 2014/3327
KARAR TARİHİ : 20.02.2014
Mahkemesi :Bakırköy 3. İş Mahkemesi
Tarihi :12.11.2013
No :2013/415-2013/644
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacıya gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemi ile açılmış, mahkemece 6183 sayılı Yasanın 58. maddesi gereği 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, adli yargı yerinde açılması gereken bir davanın (yanlış yargı yoluna başvurularak) idari yargıda açılmış olmasının hak düşürücü süreye etkisi noktasında toplanmaktadır.
Adli yargı mahkemeleri arasındaki göreve ilişkin uyuşmazlıklarda başvurulan; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, davacının, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren 2 hafta içinde yeniden dilekçe vermesinin gerektiği, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine ilişkin HMK. m. 20 hükmünün, somut olaya kıyasen uygulanması gerekir.
Bu durumda, sonradan görevli mahkemede açılan dava, görevsiz mahkemede açılmış olan davanın devamı niteliğinde kabul edilerek, görevsiz mahkemede dava açılması ile kazanılmış haklar saklı tutulmuş olacağından, hak düşürücü süre de, hatalı yargı düzenine bağlı mahkemede davanın açıldığı tarihe göre belirlenecektir.
İdari yargı kararını takiben adli yargıda (hukuk mahkemesinde) yeni bir dava açabilmenin koşulları şu şekilde belirlenmelidir:
Davanın görevsiz yargı yerinde açılmış olması;
Görevsiz yargı yerinde açılan davanın, adli yargı düzeni içinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması;
İdari yargı yerince verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeyerek ya da temyiz edildiği takdirde onanmak suretiyle kesinleşmiş olması, kesinleşen kararı takiben 2 haftalık süre içerisinde görevli adli yargı yerinde yeni bir davanın açılmış olması;
İdari yargıda açılan dava ile adli yargıda açılan davanın aynı nitelikte olması.
Belirtilen bu koşulların varlığı halinde, adli yargıda açılmış dava, hatalı yargı yolunda açılmış davanın devamı niteliğinde bulunacak, hak düşürücü süre de korunmuş olacaktır. Böylece, görevsizliğe ilişkin bir kararın, iş bölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olmasının, yargı kollarına göre farklı sonuçlar doğurmasının önüne geçilerek, anayasal nitelikteki hak arama özgürlüğü zedelenmemiş olacaktır.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular dikkate alındığında; belirtilen koşulların varlığı halinde, açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde belirtilen sınırlı sayılı haller doğrultusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 27.02.2008 T, 2008/21-140 E., 2008/205 K.)
Dava konusu somut olayda, davacıya ödeme emirlerinin 24.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 31.08.2012’de idare mahkemesine dava açtığı, idare mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının 02.11.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının yetkisiz iş mahkemesine 15.11.2012 tarihinde dava açtığı, yetkisizlik kararının 10.07.2013 tarihinde kesinleşmesi üzerine aynı gün yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulduğu, davacının idare mahkemesi tarafından verilen kararın kesinleşmesini takiben HMK’nın 20.maddesi gereği 2 haftalık yasal sürede iş mahkemesinde dava açtığı böylelikle davacının davasının süresinde olduğu anlaşılmakla işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.