Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/24402 E. 2015/23195 K. 29.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24402
KARAR NO : 2015/23195
KARAR TARİHİ : 29.12.2015

Mahkemesi : Bilecik 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 16.09.2014
No : 2013/418-2014/248

Dava, davacının mesleki silikozis hastalığına yakalandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanakları 5510 sayılı Yasa’nın 14 ve devamı maddeleri olup, anılan Yasa’nın ”Meslek hastalığının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması” başlığını taşıyan 14. maddesinde ”Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir. Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun; a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usûlüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi, b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi, sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur. Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından, b) (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından, bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücû edilir. Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabilir. Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.” hükmüne, 18. maddesinde “Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; a) İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için,…geçici iş göremezlik ödeneği verilir.” hükmüne, 21. maddenin 1. fıkrasında da “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Husumet konusu kamu düzeni ile ilgili olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. (mülga HUMK 187.) maddesinde yer alan ilk itirazdan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Davaya konu somut olayda, 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süreleri ve askerlik borçlanması gözetilerek 01.02.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı ve en son 07.08.2002-05.01.2009 tarihleri arasında dava dışı işveren G…San. ve Paz. A.Ş. nezdinde çalıştığı belirgin bulunan davacının, 11.03.2009 tarihinde davalı Kuruma başvurarak iş kazası-meslek hastalığı sigortası hükümlerine göre sürekli iş göremezlik geliri bağlanması isteminde bulunduğu, davacının yakalanmış olduğu hastalığın en son çalışmış olduğu dava dışı işveren G… San. ve Paz. A.Ş.’ye ait işyeri şartlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin olarak B… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen ve davacının hastalığının mesleki olmadığı, işyerinde tozdan etkilenme ihtimalinin, işyeri dışında tozlu bir ortamda olduğu sırada etkilenme ihtimali kadar olabileceği görüşlerini içeren 27.10.2010 tarih …/…/… sayılı müfettiş raporu dayanak alınarak Kurumca davacıya meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, iş bu davada verilen kararın, davacıya iş kazası-meslek hastalığı sigortası hükümlerine göre gelir bağlanıp bağlanmayacağında belirleyici olması, gelir bağlanması halinde, bağlanan gelirin peşin sermaye tutarından ve her durumda diğer giderlerden işverenin sorumlu tutulması, dolayısıyla eldeki davada verilen kararın işverenin hak alanını da ilgilendirmesi gözetildiğinde, işverenin de davada taraf olmasında yasal zorunluluk vardır.
Hâl böyle olunca, dava dışı işverenin de usulüne uygun olarak davada taraf olması sağlanarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair hususlar incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.