Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/24019 E. 2016/3622 K. 21.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24019
KARAR NO : 2016/3622
KARAR TARİHİ : 21.03.2016

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararlarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 10.8.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ölen Bağ-Kur sigortalısı Sadullah Yıldızın’ın hak sahiplerine Kurumca bağlanan ölüm aylığının ilk peşin değeri 49622,24TL ile ödenen 185,56TL cenaze yardımının tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece, davacı Kurumun, sigortalının belli bir prim ödemesi nedeniyle mirasçılarına ölüm aylığı kolundan bağlanan gelirlere ilişkin rücu hakkı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi ile 2918 sayılı Kanunun 98. ve kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 108. maddeleridir.
1479 sayılı Kanunun 63. maddesinde; üçüncü bir kimsenin suç sayılır davranışı ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir durumun doğmasında, Kurum tarafından, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli tüm yardımların yapılacağı, ancak, bu yardımların ilk peşin değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere ve diğer sorumlulara Kurumca rücu edileceği yönünde düzenleme yapılmıştır.
Anılan madde kapsamında Bağ-Kur’a tanınan rücu hakkı halefiyet esasına dayanmayan, kanundan doğan bağımsız rücu hakkı niteliğindedir. 63. maddede “yapılan yardımların ilk peşin değeri için Kurum rücu eder” denildiğine göre yasanın buyurucu nitelikte olan bu hükmünün aksine kural olarak ilk peşin değerin altında bir rücu alacağına hükmolunamaz. Ancak, suç sayılır eylemi saptanan üçüncü kişinin kusur oranı nedeniyle bir indirim yapılabilir.
Davaya konu somut olayda; 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi gereğince (kanundan doğan bağımsız rücu hakkı bulunan ) davacı Kurumun 10.8.2006 tarihli kazada vefat eden Bağ-Kur sigortalısı ……’ın hak sahiplerine bağlanan ölüm aylığının ve ödenen cenaze yardımının davalılardan tahsilini istemeye hakkı bulunduğu gözetilmeksizin, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda, davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.3.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.