YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23333
KARAR NO : 2014/25216
KARAR TARİHİ : 01.12.2014
Mahkemesi :Ankara 10. İş Mahkemesi
Tarihi :11.06.2014
No :2006/371-2014/711
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Kanun’un 79. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır ve davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek Mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Öte yandan, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir.
Davacı, 01/10/1994-31/03/2006 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde geçen çalışmaların tespitini istemiştir. Davacının, 01.08.1996-29.02.2004 tarihleri arasında kesintili olarak dava dışı … Temizlik Hizmetleri Ltd. Şti’nden, 02.03.2004-31.03.2006 tarihleri arasında …. End. Tem. Güv. Sis. AŞ’den bildirimleri bulunduğu, ayrıca dava dışı … Temizlik Hizmetleri Ltd. Şti’nden imzasını içerir 01.10.1994, 01.08.1996, 12.03.2004 tarihlerinde 3 adet işe giriş bildirgesinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. 19.10.2012 tarihli Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazısına göre, davalı şirketin 23.05.2003 tarihinde tescil olduğu bilgisinin yer aldığı görülmektedir. Mahkemece, dava dışı … Temizlik Hizmetleri Ltd. Şti’nin faaliyette olup olmadığı hususunun araştırılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemece, … Temizlik Hizmetleri Ltd. Şti’nin hangi tarihler arasında faaliyeti olup olmadığının tespiti amacıyla Kurum’dan kapsam tarihleri, Vergi ve ticaret sicil kayıtları getirtilmeli, şayet faaliyetine hala devam ettiği açıklığa kavuşursa, HMK’nun 124. maddesi gereğince husumet yöneltilmesi için davacıya mehil verilerek, … Temizlik Hizmetleri Ltd. Şti’ne dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip davaya iştiraki sağlanmalı, bu davalının göstereceği deliller de gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönler incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.