YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2332
KARAR NO : 2014/9786
KARAR TARİHİ : 05.05.2014
Mahkemesi :Karşıyaka 2. İş Mahkemesi
Tarihi :05.11.2013
No :2011/239-2013/408
Dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili için yapılan takibe yapılan itirazın iptali birleşen dava ise, ölüm aylığının kesilmesi yönündeki Kurum işleminin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hak sahibi tarafından açılan dava istem gibi kabul edilmiş, Kurumca açılan dava reddedilmiştir.
Hükmün, Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 12.09.2006 tarihinde kesinleşen davacıya, 13.06.1986 tarihinde yaşamını yitiren iştirakçi babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan yetim aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davalı Kurumca kesildiği ve 01.11.2008-31.05.2010 döneminde yersiz olarak ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği ve icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa’nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalıdır.
İnceleme konusu dava yönünden ise; davalı-karşı davacının oturduğu A..A..nına ait 12.08.2009, 01.02.2010 tarihli tahsilat makbuzlarında davalı-karşı davacının boşandığı eşinin isminin bulunması, 24.10.2010 tarihli apartman karar defterindeki kararda davalı-karşı davacının boşandığı eşinin yönetici olarak isminin ve imzasının bulunması, yine apartman karar defterinde 19.02.2007 tarihinden itibaren bu yana, parantez içerisinde 1 nolu dairede kızları oturan olarak belirtilen, davalı-karşı davacının boşandığı eşi İ.. Ç..’e yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür edildiği belirtilerek yeni yötecinin seçildiği belirtildiği yazılan bölümün altında davalı-karşı davacı C.. A.. in ismi ve imzasının bulunması, tanık olarak beyanları alınan S.. Y.. ve Ö.. A.. in davalı-karşı davacının boşandığı eşi İ.. Ç..’in eşi ve kızlarıyla birlikte aynı apartman dairesinde yaşadıklarını beyan etmeleri, İzmir Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğunun 18.02.2010 tarihli raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı-karşı davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu Kurum işleminin iptalinin kabulüne, itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.