Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/2297 E. 2014/3392 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2297
KARAR NO : 2014/3392
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

Mahkemesi : Araklı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 20.12.2010
No : 2008/256-2010/395
Davacı : M..C.. adına Av. A..U..
Davalılar : 1-S.. K.. Başkanlığı adına Av. A.. K..
2-Tasfiye Halinde C.. D.. D.. P..T..
San.İnş.Taah.Tur.Nak. ve Tic.Ltd.Şti.

Dava, davalılardan işverene ait işyerinde geçen sigortalı çalışma sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 01.12.2001 – 02.08.2007 tarihleri arasında davalılardan işverene ait işyerinde çalıştığını belirterek eksik bildirilen sürenin tespitini istemiş; Mahkemece, davacının 01.12.2001 – 11.10.2005 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin b bendinde (HUMK md. 388) tanımlanan unsurları taşıması ve “tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri” yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gerekir. Davalılardan işveren şirketin “Tasfiye Halinde C.. D.. D..P.. T..San. İnş. Taah. Tur. Nakl. Ve Tic. Ltd. Şti.” olan ünvanının karar başlığına “C.. İ…” olarak yazılması, tasfiye memurunun karar başlığına yazılmaması, usul ve yasaya aykırıdır.
2-Davanın yasal dayanağı uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan Mülga 506 sayılı Kanunun 79. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır.
Ticaret Sicil kayıtlarından davalılardan işveren şirketin 14.12.2001 tarihinde kurulduğu anlaşılmakta olup, öncesi süreye ilişkin olarak şirketin ortakları tarafından işletilen bir işyeri ve çalışmanın bulunup-bulunmadığı veya üçüncü kişiler tarafından işyeri bulunup da davalı şirkete işyeri devrinin yapılıp-yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Ayrıca, işveren şirketin faal olduğu anlaşılıp davanın kabulüne karar verilen 14.12.2001- 11.10.2005 tarihi arası döneme ilişkin olarak verilen hüküm eksik incelemeye dayalı olup; tespite konu çalışmalara ilişkin olarak –varsa- işveren nezdindeki belgeler getirtilmeli; işbu belgelerden sigortalının imzasını içerenler yönünden imzanın kendisine aidiyeti sigortalı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine sigortalıca hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenler bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince yeterince araştırılmalı; yukarıda öngörülen nitelikte yazılı belge ibraz olunmayan çalışma süreleri yönünden ise, o dönemde sigortalı ile birlikte çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yörede komşu ve benzeri işleri yapan başka işverenler ile bu işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılardan Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.