Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/2273 E. 2014/8819 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2273
KARAR NO : 2014/8819
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

Mahkemesi : Gaziantep 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 09.12.2013
No : 2012/244-2013/447

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

17.10.2009 – 22.02.2010, 01.03.2010 – 07.05.2010 dönemlerinde davalı işverene ait işyerinden adına tam gün üzerinden davalı Kuruma eksiksiz bildirimleri gerçekleştirilen davacının istemi 01.07.2007 – 27.08.2010 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılama sonunda talep 01.01.2007 – 27.08.2010 dönemi yönünden hüküm altına alınmıştır.

Davanın yasal dayanakları 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.

Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde, hakimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceği açıklanmış olmakla, hukuk yargılamasına “istemle bağlılık” ilkesi egemen kılınmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, mahkemece dinlenen tanıkların anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmediğinden herhangi bir yazılı belgenin bulunmadığı davada toplanan kanıtların hüküm vermeye elverişli olmadığı belirgindir. Bu bakımdan özellikle, davacının, işveren konumundaki Birliğin önceki Başkan Yardımcısı olan tanık M.Y.’ın ortağı bulunduğu S. Hayvancılık … Ltd. Şti.’ne ait veterinerlik hizmeti veren işyerinde çalıştığı yönündeki davalı işveren vekili cevabı ile bu bilgiyi doğrulayan bazı tanıkların anlatımları karşısında, aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı olup ifadesi alınmayan Z.Kaya ve V.Kırpaç adlı sigortalıların bilgi ve görgülerine başvurulmalı, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ile çalıştırdıkları kişiler yöntemince saptanarak dinlenilmeli, tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 6100 sayılı Kanundaki anılan düzenlemeye aykırılık oluşturacak şekilde 01.01.2007 – 01.07.2007 döneminin hüküm altına alınması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O hâlde, davalı taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalı G.. B..’ne geri verilmesine, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.