YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2264
KARAR NO : 2014/9341
KARAR TARİHİ : 28.04.2014
Mahkemesi : Samsun 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 03.12.2013
No : 2011/933-2013/1176
Dava, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalıların, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalı şirkete ait işyerinde, 10.01.2001-31.03.2001 dönemi dışında, 01.06.1991-13.03.2011 tarihleri arasında çalıştığını ve gerçek ücretinin tespitini istemiş; açıklama dilekçesi ile talebini 2000-2011 dönemi olarak belirlemiş olup, mahkemece; 01.01.2000-13.03.2011 tarihleri arasında, dava dışı işyerinden yapılan bildirimler dışlanmak suretiyle, her dönem için asgari ücretin 1,977748 katı oranında prime esas kazanç tespit edilerek, kısmen kabule karar verilmiştir.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesine dayalı olarak açılan bu tür hizmet tespiti davalarında, kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen belgelerin yerine geçecek nitelikte olduğundan, hükümde, ayrıca anılan Kanunun 80. maddesine göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile, senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda, yukarıdaki hükümler hatırlatılarak, karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda, yazılı bir delil başlangıcı varsa, tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda, aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının, yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar, sınırı aşsa dahi, varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa, tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas – 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas – 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas – 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas – 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas – 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının davalı şirket işyerinden 01.06.1991-14.03.2011 tarihleri arasındaki (dava dışı işyerinden yapılan bildirimler hariç olmak üzere) hizmetlerinin tam olarak asgari ücret ve asgari ücretin üstünde miktarlarla bildirildiği, maaş ödemesine ilişkin 01.10.2009-01.03.2001 dönemine ait banka kayıtları ile 01.07.2008-01.12.2010 dönemlerinde, maaş- açık kalan- açık ibareleri ile davacıya yapılan ödemelere ilişkin ödeme fişlerinin dosyaya celbedildiği, aynı aya ait (Kasım 2010) banka kayıtları ile ödeme fişlerindeki tutarlar toplanarak bulunan maaşın, asgari ücrete oranlanması suretiyle, 2000 yılından itibaren asgari ücretin 1,9777748 katı oranında gerçek ücretin tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Prime esas kazancın tespiti hususunda, az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi, belgelerin varlığı araştırılarak, asgari ücretin üzerinde olduğu iddia edilen gerçek ücret hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde araştırılıp, belirlenerek yapılacak değerlendirme sonucuna göre; yazılı belge bulunan aylar bakımından, bu belgeler esas alınıp gerçek ücret belirlenerek, bu aylar yönünden kabul kararı verilmeli, yazılı belge bulunmayan dönemler bakımından ise asgari ücretin oranlanması suretiyle, gerçek ücretin tespiti yoluna gidilmemelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu kabule konu dönemde asgari ücretin 1,9777748 katı ücretle çalışıldığının tespitine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.