Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/22485 E. 2015/1790 K. 09.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22485
KARAR NO : 2015/1790
KARAR TARİHİ : 09.02.2015

Mahkemesi : İş Mahkemesi

Davacı, yaşlılık aylığı hesabında Emekli Sandığına tabi iki yıllık hizmeti ile 07.06.1954-30.10.1954 tarihleri arasında ….., 04.10.1955-01.12.1955 tarihleri arasında …. fabrikasında, 1957 yılında …. ….. şubesinde 1958-1962 yılları arasında…. yanında 1962-1963 yılları arasında …. yanındaki geçen çalışmalarının dikkate alınmayarak eksik aylık bağlandığını, bildirilmeyen sürelerde gözetilerek yaşlılık aylığı miktarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakim tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, davacı eksik hesaplanan yaşlılık aylığının tespitini talep etmiş ise de, yaşlılık aylığı hesabında gözetilmesini istediği hizmet akdine dayalı çalışmaların bir kısmının Kurumca kabul edilmemesi nedeni ile davada öncelikle çözülmesi gereken husus davacının iddia ettiği çalışmaların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Hal böyle olunca, öncelikle davalı …. yanında 1958-1962 yılları arasında geçtiği iddia edilen çalışmalar yönünden davanın yasal dayanağının 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesinin “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olduğu ve bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu gözetilmeli, Kuruma bildirilmeyen çalışmaların geçtiği iddia edilen işverenin ihtilaf konusu dönemdeki Kurum nezdindeki dönem bordroları celp edilerek, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işveren yada işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler Kurum, Nüfus Müdürlüğü kayıtları ve gerektiğinde zabıta da aracı kılınmak sureti ile resen saptanarak, çalışmaların varlığı ve süresi yönünden tanık sıfatı ile bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince tespit edilerek, davalı işveren yanında tespiti istenen dönemde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa, belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde; iş yerinin kapsamı, kapasitesi ile işin ve işyerinin niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, davacının çalıştığı iddia edilen süreler tereddütsüz belirlenmelidir.
Davacının 07.06.1954-30.10.1954 tarihleri arasında … , 04.10.1955-01.12.1955 tarihleri arasında …. fabrikasında, 1957 yılında …. şubesinde ve 1962-1963 yılları arasında … yanında gerçekleştiğini iddia ettiği ve Kuruma bildirilmeyen çalışmaları yönünden ise hizmet tespiti davası açması için süre verilmeli, açılacak davalar eldeki davada bekletici mesele yapılarak, Kurumca kabul edilen, tespitine karar verilen süreler ile eldeki davada tespit edilen süreler gözetilerek, başlangıçtan itibaren davacıya bağlanması gereken yaşlılık aylığı tutarı Kurumdan sorulmalı, davacının Kurumca bildirilen aylık miktarına itiraz etmesi halinde ise, davacıya 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince 01.07.1989 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı gözetilerek, tahsis talep tarihinde yürürlükte bulunan anılan Kanunun 36. Maddesi hükmü çerçevesinde alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyetinden aylık miktarının tespiti yönünden rapor alınarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.