Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/22415 E. 2014/25917 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22415
KARAR NO : 2014/25917
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

Mahkemesi :Osmaniye İş Mahkemesi
Tarihi :07.05.2014
No :2012/358-2014/228

Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı Kurum avukatının temyiz etmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkındaki boşanma kararı 2000 yılında kesinleşen davalıya, 1973 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla davacı Kurumca ölüm aylığı bağlandığı, 2010 yılında gerçekleştirilen işlemle 01.10.2008 tarihi itibarıyla aylığı kesilerek, 18.10.2008 – 17.10.2010 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, anılan borcun tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa’nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm
kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davalı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölgeler yönünden geniş kapsamlı Kolluk araştırması yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalıdır.
Bu aşamada inceleme konusu davada; davalının sanık olarak yargılandığı, Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2008/103, 2009/35 sayılı dosyanın gerekçeli kararından anlaşıldığı üzere, tanık M.’in Emniyet aşamasındaki beyanı ve 16.01.2008 tarihli emniyet araştırmasında, eşlerin birlikte yaşadıkları hususunun belirlendiği dikkate alınarak dava konusu dönem yönünden, davalı ve eşinin varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, GSM operatörleri, bankalar ve medula sisteminde yer alan adres bilgileri celbedilmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden yeniden uyuşmazlık konusu dönemi aydınlatıcı geniş kapsamlı Kolluk araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan ve dinlenmeyen muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, ayrıca boşanma dosyasının celbi ile boşanma ilamındaki velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümlerinin infaz şekli gözetilmeli, böylelikle boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.