Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/22343 E. 2014/25284 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22343
KARAR NO : 2014/25284
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Mahkemesi : İstanbul 21. İş Mahkemesi
Tarihi : 01.07.2014
No : 2013/67-2014/488

Dava, hak sahibi konumundaki davacıya ödenen ölüm aylıklarının kesilmesine dair Kurum işleminin iptali; birleşen dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde asıl davanın kabulüne birleşen davanın, konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 13.5.2004 tarihinde kesinleşen davacı T.. Ş..’in yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle kesildiği, borcun Kuruma ödenmemesi sebebiyle davacı hakkında yersiz ödendiği belirtilen aylıkların tahsili için İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün 2012/21904 sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davacıya tebliği edildiği süresi içerisinde itiraz edilmesiyle sebebiyle takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece, Kurum denetim raporu celp için müzerekkere yazıldığı, ancak denetim raporunun dosyaya gönderilmediği, ilçe seçim kurulundan davacıya ait kayıtların getirildiği, elektirik, su ve telefon aboneliklerinin sorulduğu, davacı tanıkları ve kamu tanığı olarak muhtarın beyanlarının alındığı, tanık beyanları göre boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusu gerçekleşmediğinden davanın kabulüne karar verilerek, Kurum işleminin iptaline, birleşen davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece, bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine
göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa’nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, ödenen aylıkların kesilmesi yönünde işlemin dayanağını oluşturan denetim raporu kurumdan celp edilmeli, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, dinlenen kamu tanığının dışında anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu asıl davanın kabulüne, birleşen davanın, esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı-birleşen dosya davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.